Bir kez daha tekrar edeyim.. Antalya sözcüğünü bir simge olarak kullanıyorum. Arkasında Türkiye'nin tüm turizmi var..
"Turist dolar getirir, ahlak götürür" kafasından vazgeçip, bir devlet politikası belirleseydik, bugün Türkiye çok daha gelişmiş bir ülke, Türk insanı da çok daha müreffeh olacaktı.
Turizm gelirleri ülke kalkınmasına hizmet ederken, insanlara geniş, bol ücretli ve devamlı iş imkânları açılacak, turizme destek veren, tarım ve sanayi sektöründe de kaliteli talep, dolayısı ile kazanç artacak, turizm bu ülkede doğrudan, ya da dolaylı herkesi etkileyen en önemli sektör olacaktı.
Turgut Özal'ın turizm politikası vardı. Bu sayede, turizm için her şeye, ama her şeye, tarihsel ve kültürel servete, doğal güzelliklere, eşsiz doğal plajlara sahip ülkemizde olmayan şey yataktı. Özal'ın akılcı politikaları ile, bizi misliyle aşan Yunanistan'ı yakalamayı ve hatta geçmeyi kısa zamanda başardık.
Bakın, ünlü London Times gurubunun Pazar günleri yayınladığı Sunday Times'ın "Seyahat" ilavesi, dünyanın en saygın turizm eklerinden biridir.
Burada tavsiyeler, her türlü reklam ilişkisinden uzak, bağımsız yazarların giderek, görerek belirledikleri tarafsız izlenimleriyle yapılır. Yazarlar, "Times" adına gölge düşürmemek için fevkalade titiz ve seçicidirler.
İşte bu Sunday Times, sadece bu sezon başlarken, çeşitli haftalarda Türkiye'yi işaret etti..
Dikkatime takılanları sıralayayım mı?..
"The Hippiest HotelsEn hip oteller!" Yani en moda, en gözde, en sıcak oteller.. 20 otel seçmişler, Paris, Milano, Mikonos, Capri dahil tüm Avrupa'dan..
İşte ikisi.. Anlatım onların, benim değil.
Adem & Havva.. Türkiye.. Dünyanın en ince ip kinileri ve en uzun barı ile bir sınırsız eğlence oteli. Dünyanın en uzun havuzu tabii.. 400 beyaz üstüne beyaz oda. Tavanlara kadar aynalar.
Oyster Residence, Beyaz Yunus, Ölü Deniz.. Türkiye. Akdeniz'in en muhteşem koylarından biri.. Büyük bir zevkle döşenmiş suitler ve Türkiye'nin en iyi restoranı, Beyaz Yunus..
Çocuklu aileler için en iyileri seçmiş Sunday Times..
Baştan aşağı Avrupa taranmış gene..
0-6 yaş gurubu için beş otel tavsiye edilmiş.. Biri Türkiye'den..
Lykia World Village.. 16 çeşit mineral su var, otelde. Çarşafları tümü pamuklu, iplik sayısı 350.. Balayındaki çiftler de gidebilir ama, asıl hedef titiz ana babalar.Bebek havuzu, bebek plajı, bebek oyun alanı.. Çocukları rahatça ve saatlerce emanet edebileceğiniz kulüpler. Çocuk bahçesi, oyun alanları, spor, sanat, tiyatro imkânları..
Peki, küçük, sessiz, aile işletmesi gibi sakin bir yerde gidip kaybolacağınız bir otel mi istiyorsunuz. Avrupa'dan 20 tavsiye var gene.. Birisi..
Taş Otel.. Alaçatı.. Çeşme sahilleri plajları ile ünlü.. Dünya çapında wind sörf.. Köyün mini ana caddesinde gecelerin zevki anlatılmaz. Eski bir Anadolu evi, iki katlı, altı odalı bir otel olarak yeniden doğmuş..
Plajlardan kaçanlar için de 20 tavsiyesi var, Sunday Times'ın Avrupa'da.. Birisi..
Kaş.. Evet, plajı da var ama, dağ bisikleti de var. Wind sörfü, dalgıçlığı var. Geleneksel guletle 3 günlük tur var. Tarihi harabeler var. Turkuaz sularda snorkel var.. Her şey var..
Peki tam tersine, kum ve plaj hastası iseniz..
Gene 20 seçim Avrupa'da.. Birisi..
Ölü Deniz.. Akdeniz'in vazgeçilmez plajı. Yüzlerce broşür, binlerce kart postalı süsleyecek kadar fotojenik.
Eloğlu biliyor, buluyor.. Biz farkında mıyız peki?..
Türkiye işte böylesi bir turizm cenneti ve işte alt yapısı da hazır.. Peki üst yapısı..
Bu cennete, üç otuz paraya değil, hakkını vererek, İtalya, İspanya, Yunanistan fiyatları ile gelecek turist nerede?..
Cumaya devam..