Adnan Polat, ligin devre arasında Gerets'in yerine adam arıyordu.. Bir kan değişikliği ile Galatasaray'ın kolayca şampiyon olabileceğini hissetmişti.. Bir akşam tamamen tesadüf rastlaştık ve uzun uzun konuştuk.
Onun da kafasında var mıydı bilmem.. Kalli adını ilk ben telaffuz ettim. Galatasaray'ı da, rakipleri de, Türkiye'yi de çok iyi bilen bir hocaydı. Hocalığa ara verdiğinden bu yana, Zaman gazetesinde yorumculuk yapıyor, yani Türk futbolunu izlemeye devam ediyordu. Kalli'nin bir tanıma ve alışma dönemine ihtiyacı yoktu. Pazar günü gelir, pazartesi kolları sıvayabilirdi.
Erhan Önal'dan sağlığına tam kavuştuğunu, hocalığa dönmek üzere hazırlandığını da duymuştum. Hepsini Adnan'a anlattım.
Daha sonrasını Erhan'dan öğrendim. Kalli ile konuşmuş, Adnan.. Hoca, teklifi mutluluk ve gururla karşılamış ama "Devre arasında gelmek, bana yakışmaz. Bir defa takımın hocası var. İkincisi Galatasaray'ın başına öyle kapkaççı gibi geçilmez. Şimdiden hazırlıklara başlar, lig sonunda takımı devralırım" demiş.
Mesleğine saygılı, kendisine güvenen bir adam tavrı.. Kararına Galatasaray adına üzüldüm. Çünkü gelse şampiyon yapardı, hâlâ inanıyorum. Ama Kalli adına sevindim. Kişiliğini ve Kalli kimliğini ortaya koyduğu için.
Galatasaray'ın kafatasçı lisecilerinin Polat'ın yolunu kesmek için tüm çabaları sonuç vermedi. Kredisi ve itibarı sıfıra inen başkan Özhan Canaydın da, iki ay evvel bir milyon 300 bin Euro'ya sözleşme yenilediği Gerets'te direnemedi ve kendi has adamlarının yanında duramadı. Polat kazandı, Kalli işe başladı.
İşi zor..
Bir defa Kalli'den ödü patlayan Kutsal İttifak medyası dışardan vurmak için elinden geleni yapmaya başladı bile.. Sezon içindeki fırsatları nasıl değerlendireceklerini tahmin ediyorum. Liseli olmadığı için, kafatasçıların "Tukaka" ilan ettiği Adnan Polat kredi kazanmasın diye, dazlak güruh da içerden engelleyecek.
Kalli, böyle bir ortamda çalışmak zorunda..
Onun lehine olan tek şey, Özhan Canaydın-Gerets ikilisinin Galatasaray'ı dibe vurdurmuş olması. Tarihinin en kötü dönemindeki Galatasaray'ın başına geldiği için yaptığı en küçük olumlu şey dahi, başarı hanesine yazılacak.
Kalli, dünya futbolunun sayıları gittikçe azalan "Düşünen Beyin"lerinden biri.. Galatasaray'ın bu beyne ihtiyacı var.. Atlayıp, zıplayan, futbolcularla çift kale oynayan adama değil.
Gerets'in geçen yıl darmadağın ettiği gençleri yeniden Galatasaray çatısı altına toplar, onları Kalli dehası altında çalıştırmaya başlarsa, takımın transfere dahi ihtiyacı kalmayabilir.
Eldeki kadro, bakmayın Gerets'e, iki Fenerbahçe gücünde.. Fener'de eksik olan her şey, Galatasaray'da fazlası ile var. Bekler, stoperler, kanat adamları, golcüler.. Transfer, Kalli'nin kafasında oynatmak istediği futbola göre yapılır. O futbol için eksik varsa, alınır. O kadar..
Karl Heinz Feldkamp, Galatasaray için hele bu dönemde bulunabilecek en mükemmel seçim, büyük bir şanstır.
Galatasaray da, yeniden aktif futbola dönmek isteyen Kalli için büyük bir fırsat..
Gerets bozgunundan sonra, Kalli gibi bir futbol düşünürü, Galatasaray'ı yeniden Avrupa doruklarına taşıyabilir..
Gerçek Galatasaraylılar, sabırla beklemelidirler!..