ADALET Bakanı Cemil Çiçek'le konuştuk, uzun uzun, halkın adalet duyusunun zayıfladığını anlatan yazım üzerine..
Sözlerini şöyle özetlemek mümkün..
- Avrupa Birliği ile uyum gereği Ceza ve Muhakeme Yasalarımızda bazı değişiklikler yaptık. Bu değişikliklerle, Adalet Bakanı'nın Yargı üzerindeki denetim yetkileri nerdeyse tamamen kalktı. Savcı ve yargıçlara müdahale hakkım yok.
- Uyum yasaları, sanıklar lehine bazı haklar getirdi. Ne var ki bunların taşları bağlayıp köpekleri salmak olarak değerlendirilmesi yanlış. Kaldı ki, uygulamadaki bazı yanlışları, eksikleri, yasalara ve Adalet Bakanlığı'na yüklemek hatalı..
- Yeni yasaya göre alt sınırı 1 yıl olan suçlarda savcılar ve mahkemeler, hemen tutuklama kararı verebilirler. Yazdığınız örneklerde alt sınır 1 yılın üzerinde hep.
- Bir çocuk 110 defa yakalanmışsa, polisin onu her defasında ailesine teslim etmesi yanlış. Ailenin işe yaramadığı açık. Hatta onu suça teşvik eden, zorlayan aile, ya da başka kişiler var, belli. Polisin kaynağa inmesi, çocuğu suça teşvik edenleri bulup, savcılığa teslim etmesi gerekir. Ailesine teslim edildiği sürece suça devam eden çocuklara artık devletin sahiplenmesi gereği yeni yasalarda var. Bu çocukların topluma kazandırılacağı evleri yapmak, Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın görevi..
Özetin de özeti..
Sayın Çiçek diyor ki..
Halkın Adalet duyusunda sarsılma varsa, bunda, savcıların, yargıçların, İçişleri ve Aile bakanlıklarının da sorumluluğu vardır.
Sayın Çiçek haklı olabilir. Ama bu Adalet işinin başında onun olduğu gerçeğini değiştirmiyor..
Halkın adalet duyusunun bitmesi, devletin bitmesidir. Adalet devletin temelidir çünkü..
Vatandaş suçun kimde olduğunu bilmez, ilgilenmez de.. Gözünü, Adalet'ten sorumlu kimse ona diker ve bakar..
Görevini yapmayan, eksik yapan, geciktiren kurumlar varsa eğer, dediği gibi, onlarla ortak, koordine çalışmaya girmek de Adalet Bakanı'nın görevidir.
Ben, halkın Adalet duyusunu fena halde yok eden uygulamaları yazmaya devam edeceğim..