Vuslat Doğan Sabancı konuşmasaydı, bu konuyu yazmayı daha da geciktirecektim.. Etrafa "Gazete savaşları" havası yayılınca, bunun içinde yer aldığımın sanılmasını istemediğimden..
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın kızı Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı. Çekirdekten yetişmiş. New York Times ve Wall Street Journal gibi en ciddi gazetelerde staj yaparak meslek görgüsünü arttırmış. 7 yıldır Uluslararası Basın Birliği'nin yönetim kurulu üyesi..
Yani bulunduğu yeri "Babasının kızı" olmanın ötesindeki vasıfları ile hak ediyor.
Vuslat Sabancı, Yeni Şafak'a verdiği röportajın manşeti şöyle..
"Hürriyet'te dedikoduyu azalttım.."
Yazının içinde bu laflar aynen yok.. Okuduğunuzda iki yer var, ima eden.. Birincisi içerik açısından.. Hürriyet'in güzel kadın, magazin dedikodusu ağırlıklı havasını değiştirmişler.. İkincisi.. Gazete koridorlarındaki birbirini yeme fısıltılarını önlemişler..
Her hal ve kârda "Hürriyet'te dedikoduyu azalttım" önemli bir laf.. Zamanı da önemli..
Hürriyet Genel Yayın Müdürü Sevgili Dostum Ertuğrul Özkök'ün Antalya Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) seminerindeki, medyanın nedense üzerine gitmediği, tartışmaya açmadığı, hatta paramparça etmediği konuşmasının üzerine..
Ertuğrul'u insan olarak çok severim. Benim gibi Yankı okulundan mezun olduğu için gazeteciliğine inanırım. Türkiye'de en merakla ve zevkle okuduğum köşe yazarlarının da başında gelir. Benim için birinci sınıf gazetecidir, her bakımdan..
Şoke olmam bundan.. Seminerde konuşan Özkök'e soruyorlar..
"Gazetelerde her gün yığınla transfer haberi çıkıyor. Sonra bunların hiçbiri gerçekleşmiyor. İşte şimdi ara transfer sezonu ve tüm spor sayfaları palavra, asparagas haberlerle dolu.. Ne diyorsunuz?.."
Ertuğrul Özkök, Türkiye'nin çok satan gazetesi Hürriyet'in Genel Yayın Müdürü sıfatı ile yanıt veriyor.. O Hürriyet ki, bin yerden eleştirebilirsiniz, ama ben bilirim, çocukluğumdan beri 60 yıldır, bu ülkenin hep Bir Numaralı Haber Gazetesidir. Çok satmasının sebebi, magazinin çok ötesinde, haberleridir. İnsanlar merak ettikleri haberleri bu gazetede bulacaklarını bilirler, Sedat Simavi devrinden beri..
Diyor ki Ertuğrul.. "Biz hayal satarız!.."
Hayal satan bir gazete bu devirde olur mu?.. Olabilir mi?.. Hayal satan adama "Gazeteci" denir mi?..
İzah ediyor..
"Ben fanatik bir Fenerbahçeliyim. Açıyorum gazeteyi, takımımın bir dünya yıldızını transfer edeceğini okuyorum ve o gece en güzel hayaller, rüyalar içinde uyuyorum.. İnsanları bir geceliğine olsa da mutlu etmek kötü bir şey mi?. Ne var bunda?.."
Ne var gerçekten Ertuğrul?..
Birinci sayfadan da hayal satmak, daha da güzel olmaz mı?.. Sadece takımın değil, ülken ve insanların için de hayale dalsan ve tatlı rüyalar görsen?..
Tüylerim diken diken oldu. Duyduğumda inanmadım.. On yerden soruşturdum.. Aynen böyle konuşmuş, Hürriyet'in, bu ülkenin benim okuduğum 60 yıllık haber gazetesinin 1 numaralı sorumlusu, şef editörü ve Genel Yayın Müdürü..
Bir ay geçti üzerinden.. Çıt yok.. Medyada çıt yok.. Hadi hemen hepsi hayal satan suç ortağı spor sayfaları yazamıyor, ya başka gazeteciler?.. Onlar niye susuyorlar?.. Ya gazeteci dernekleri.. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti?.. Türkiye Spor Yazarları Derneği?. Basın Konseyi..
Haber sayfalarında hayal satıldığı itirafına itiraz edecek tek kişi, tek kurum yok mu bu ülkede?.
TSYD deyişim lafın gelişi.. Yazarken gülüyordum.. TSYD'nin başında asparagasını kanıtladığımız biri var.. Ertuğrul'un spor müdürü.. O mu itiraz edecek?.
TSYD bitmiş zaten.. O seminer de bitmiş.. Son yıllarda emekli gazetecilerin dernek kesesinden bedava tatil bahanesine döndü, hem de aileleri ile birlikte.. Bu yıl davet edilenlerin listesini, yanlarında yaşları ile birlikte açıklamaya cesaret eder mi, dernek yönetim kurulu?. Ve de seminere katılmak isteyen genç spor yazarlarına verilen yanıtı..
Bu seminerse eğer, gençlere mi verilmeli dersler, yoksa emekli olanlara mı?.
Bir dernek üyesi "Eğer bir Genel Yayın Müdürü bu seminerde konuşacaksa, spordan yetişme Fatih Altaylı, daha ilginç şeyler söylemez miydi" diyor. Gene güldüm.. Başkanın kimliği belli.. Bu kimlikten Sabah çıkar mı?.. Kendi patronunun gözüne girme fırsatı dururken.
Ben davet edene zerre şaşmadım. Ertuğrul'un böyle şaibeler yaratacak bir davete icabetine üzüldüm, onun adına.. Konuşmasına üzüldüğüm kadar..