KİTABIN sayfalarını yavaş yavaş çeviriyorum..
Ünlü yazar Hekimoğlu İsmail'e sormuşlar:
"Sizce yaşlı kimdir?"
Cevaplamış:
"Amacı sona eren ve ümidini kaybeden herkes yaşlıdır!."
İshak Alaton diyor ki:
"Yaşınızla barışık değilseniz, ihtiyarsınız demektir. Çok genç yaşlılar olduğu gibi, ihtiyar doğanlar da vardır!."
Hımmm!.
Buraya kadar bana uygun; koltuklarım kabarıyor!.
Olivier Wendell Holmes beni daha da keyiflendiriyor:
"80 yaşındayım, gencim. Çünkü çok neşeli bir mizacım var. Bizi ihtiyarlatan şey yaşımız değil, yaşama tarzımızdır!."
Oooo!.. Ya ünlü devlet adamı ve filozof Solon'a ne demeli:
"Güçlü ve genç kalmanın tek sırrı var: Her gün yeni bir şey öğrenmek!."
Bir başka filozof Sokrates 71 yaşında ve ölüme mahkedilmiş; zehirli baldıran otu ile hayata veda etmesine bir kaç gün var, elinde sazıyla hapishaneye gelen öğrencisine diyor ki:
"Bana şunu çalmayı öğret!."
Öğrenci şaşkın; "Size ne yararı olacak hocam" diye soruyor!.
Sokrates cevaplıyor:
"Zevk çalmakta değil, öğrenmekte!."
Kitabın sayfalarını çevirdikçe, sanki bu sözleri söyleyenlerle beraber yaşıyorum; zira bu yaşta her gün yeni bir şey öğrenmenin peşinde, yeni bir kitabın sayfaları arasında kaybolurken, bana "Bu yaşta bu adam ne yapıyor" diye garip garip bakanların nasıl yanlış yaptıklarını 3000 yılın genç kalmış ünlülerinden öğrenmenin keyfini yaşıyorum!.
"Artık yaşlandınız, dinlenmeniz gerekmez mi" diyenlere bir başka ünlü filozof Diyojen'in verdiği cevaba bakınız:
"Bu söylediğin bir koşucunun, tüm gayretiyle koşarken, tam finale yaklaştığı anda ipi göğüslemekten vazgeçmesine benzer. Oysa var gücüyle koşmaya devam etmesi şart!."
Ünlü aktör Bert Lahr'a yönetmenlerden biri "Artık yaşlandın, saçların bembeyaz oldu, bu rolü sana veremeyiz" dediğinde, aldığı cevabın güzelliği ve derinliği unutulamaz:
"Damın karlı olması, evin içinde ateş olmadığı anlamına gelmez!."
Eğitimci ve felsefeci John Dewey'in evine, 90'ıncı yaş gününü kutlamaya gelen bir dostu, kitaplığındaki binlerce kitabı göstererek sormuş: "Okuduğunuz bunca kitabın size ne faydası oluyor?"
Dewey cevabı tam derslik:
"Yaşlanmak dağlara tırmanmaya benzer. Bilgiye ulaştığınız her yeni zirve, tırmanacağınız yeni bir dağ demektir!."
Ve nihayet:
104 yaşında ölen piyanist ve besteci Eubie Blake'e 102 yaşındayken bir TV programında sormuşlar:
"102 yaşında olmak nasıl bir duygu?"
Cevaplamış:
"Yaşın pek tadı yok, yaşamanın tadını çıkarmak güzel!."
Blake'i tanımak ve "Sizi tanımadan ve bu sözünüzü bilmeden öğrencinizmiş gibi yaşamaya ve hayatın tadını çıkarmaya başlamıştım, beni en iyi öğrencilerinizden biri sayın" demek isterdim!.
Herkese, ama herkese de öneririm; Blake gibi yapın, Blake gibi yaşayın ve hayatın tadını çıkarın!.
***
Baba mesleği olan plastik sanayiinde çalışan bir iş kadınıdır kitabın yazarı Ayşe Şen!.
"Hayat Yayınları (Tel:0 212 483 15 16) Başarı Serisi'nden çıkan kitabının adı:
"3000 yıllık hayattan Gerçek Yaşam Öyküleri"
İnsanlık tarihinin en ünlüleri ile Türk ünlülerin başarı hikve anekdotları ile dolu dolu 250 sayfa!.
Cüneyt Ağabey (Koryürek)'in anlamlı mesajlar taşıyan yılbaşı tebriklerinden birindeydi:
"Bir köyün mezarlığının kapısında bir yazı asılı imiş: 'Bu mezarlıkta 35 yaşında ölen ve 70 yaşında gömülenler yatıyor!."
Eğer böyle bir mezarlıkta yatmak istemiyorsanız, eminim ki, Ayşe Şen'in kitabını seveceksiniz!.
Hem de çok seveceksiniz!.
ocal.uluc@tg.com.tr