Fikret Ağabey (Otyam), Aydınlık'ta bana ve Bekir'e (Coşkun) fena halde yüklenmiş.. "Yetti be Hıncal!.. Yetti be Bekir!.." diye başlık atıyor..
Yeten ne?..
Efendim o haftada bir, biz her gün yazıyoruz ya..
Alıyormuş eline, tam döşenecek, ya da döşenmiş.. Ya benim yazım çıkıyormuş, ya Bekir'in ayni konuda, ayni düşüncede.. Hadi başka konu bul, yazılmış yazıyı sil, yenisini yaz.. Olacak şey mi?..
"Yetti" diye çığlık attıran, Erdoğan-Menderes paralelliğini anlatan yazım.. Menderes'in zirveden tepe taklak yuvarlandığı günlerin en yakın gazeteci tanığı Fikret Ağabey "Tam ben yazımı tasarlarken Hıncal Uluç belalım yazmak istediklerimi çarşaf çarşaf dökmemiş mi ortaya!. Yetti be dedim Hıncal, yetti be.. Bu 'be' muhterem başvezirim Recep Tayyip Erdoğan sultanımın çok sevdiği ve sık sık vurguladığı bir sesleniştir."
Fikret Ağabey, Cemil İpekçi'ye ciddi ciddi giydirmiş, yazısında.. THY hosteslerini, İpekçi kreasyonu kılıklarına bakıp, havaalanı temizlikçileri sanmış. "Ey Yavuz Selim Bıyıklı ve Küpeli Cemil İpekçi, tesettür babında hiç kimse eline su dökemez ama seni şiddetle/hiddetle protesto ediyorum, "nerede ulan" diyorum. "nerede bunların türbanları?."