ANKARA'DA Basıntepe'de bir evim var.. Gazeteciler sitesi.. Gitmek gelmiyor içimden..
Bir basket sahasını kavga döğüş koydurmuştum oraya.. Sonra da sitenin gençleri ile aslanlar gibi savunmuştuk, spor yapma hakkımızı, sporun sesinden rahatsız oluyorlar diye sahayı kapatmak için her şeyi yapan gazeteci komşularımıza karşı..
Ben İstanbul'a taşındım. Bitirmişler basket sahasını.. Potaları sökmüşler, etrafına tel örgü çekmişler, kapıya kilit vurmuşlar.. Spor yapmak yasaklanmış..
Dün bir e-mail aldım.. İyice çöktüm.. Basıntepe'den evvel İçel Sokak'ta otururduk biz. Ankara Koleji'nin yanı başında.. Kolej'in bahçesi, hafta sonları mahallemizin spor alanı olurdu. Boklu Dere'ye (Kusura bakmayın adı öyle) kaçan toplarımızı pis sulardan alıp oyuna devam zorunda kalsak da.. Futbol ve basketbolu tüm yöre gençleri burda oynardık, okul idaresinin de fevkalade hoşgörüsü ile..
Geçen yıllarda Kolej kampüsü, kent dışına, çok modern bir siteye taşındı. Yenişehir'deki eski binalar Çankaya Belediyesi'ne kiralanmış.. Belediyenin ilk eylemi, yöre gençlerinin boş zamanlarında basket oynadığı sahadaki potaları sökmek ve burayı otopark yapmak..
Bunu yapan ticari bir kuruluş değil, görevlerinin başında yöre halkına spor olanakları sağlamak olan belediye..
Bir basketbol sahasına ilk göz dikenler, bu ülkenin gazetecileri, bu ülkenin belediyeleri olursa "Bu ülkede spor niye ilerlemiyor" sorusuna başka cevap aranır mı?
Ört ki ölem!..
Not: Çankaya'nın hem de halkçı (!) belediye başkanı.. Sakın ola beni arama, ya da açıklama yazıları falan yollamaya kalkma.. Kabul edeceğim tek eylemin var.. Basket sahasını, Yenişehir halkına geri vermek.. Hem de çağdaş imkânlarla.. Soyunma odası ve duş ekleyerek.. Onu yaparsan haber ver.. Gerisi boş laf.. Palavra ile geçirecek vaktim yok..