HILLSIDE'DAKİ ilk gece uyumadan önce Feride'nin verdiği zarfı açtım.. İçinde Allah sizi inandırsın bir Evkat, yani Vakitler Cetveli.. Hayatımda ilk ve son defa askerde iken karşılaşmıştım.. Bir de burda..
7 Ekim Cuma..
05.00 Kalk
05.15 Tuvalet
05.45 Sabah sporu
06.45 Kahvaltı
07.45 Eğitim
diye gidiyor, gece yarısına kadar..
Saat 13.00 ile 13.30 arasında "Nefes alma" var, yani kızın hakkını yemeyelim..
Yani biraz abarttım ama, Feride'nin üç günlük evkat cetveli, nefes almamacasına dolu..
"Emriniz olur Yüzbaşım" dedim, ertesi sabah kahvaltıda.. Kazım da bayıldı, Feride'nin adı "Yüzbaşım" kaldı.. Öyle olunca tatlı asistanı Nazlı da Onbaşı oldu, mecburen..
Feride beni rahat bir on on beş yıldır tanır.. Neleri sevdiğimi, neleri sevmediğimi bilir.. Ben de onu iyi tanırım. Onun davetine gidince ağzımı açmadan, gık demeden teslim olurum..
9.00'da kahvaltı biraz zalim ama, Ünal Usta'nın o bitmez tükenmez yayılmış açık büfesi keyfimi yerine getirdi.. Pan cakelerin yanında bal ve reçel ile birlikte maple şurubu da olsaydı hele..
11.30.. Kese ve hamam.. Çocukluğumdan beri en sevdiğim şey.. Fırsat buldum mu kaçırmam.. İlk hatırladığım hamam ve kese 5 yaşında falan.. Genelde babamla, ara sıra da annemle giderdik.. Babamla gittiğimde tellaklar, annemli seferlerde de natırlar keselerdi beni.. Taa 10 yaşımda bir gün natır "Babanı da getir" diyene dek.. Nerdeyse tam yarım asır sonra, ilk defa karşı cinsten biri keseledi beni.. Hayır, ben kadınlar hamamına gitmedim. Kadınlar artık erkek de keseler olmuşlar.. İnayet kardeş nasıl güzel yıkadı beni.. Bir de göbek taşına yatırıp masaj..
Feride benim, deniz ve güneşle aramın olmadığını bilir.. Bu yüzden evkat cetvelini, yeme, içme, gazete okuma, yatma ve de Spa üzerine kurar.. Spa, kendini iyi hissetme alemidir, benim için..
Hillside da bu ülkenin en iyi spa tatil köylerinden biri..
Spa burada ikiye ayrılmış.. Day Spa.. Kapalı alanda.. Türk ekip.. Nature Spa, çamların altında.. Balili kızlar.. Hani iki sene önce Feride bizi heveslendirmiş, koşmuş gitmiştik de, bilmem ne gribi yüzünden, kızlar gelememişti.. Onlar..
İlk günü Day Spa'ya ayırmış Feride.. Öğleden sonra, bu defa birer masaj uzmanına teslim ettik kendimizi Kazım'la.. Baş, boyun ve gövde üzerine yapılan bir dinlendirme ve gevşetme masajı, harikaydı..
Akşamüzeri havuz kenarında çay ve simit. Üçgen de peynirler.. Az ötede mangallar, üzerinde sosis ve sucuk kızarıyor..
Geç akşamüzeri Pool Bar'da yemek öncesi aperatif içki.. Bir büfede havyar, evet havyar servisi var, şampanyanın yanında..
..Ve de "Ye Memet ye" açık büfesi.. İnsanın gözü doyuyor.. Yemek öncesi de zaten tonla yemişsin.. Nasıl kibarlaştık şaşarsınız.. Bizim Özcan bile tabağını bitiremedi.. Özcan, Savarona'da evlendi Begüm'le bir hafta önce.. Şimdi bir başka teknede balayı yapıyorlar, Göcek'te.. Duyunca geldiler..
Ve Feride'nin sürprizleri devam ediyor. Animasyon gurubu o gece My Fair Lady'yi canlandırıyor. Benim en sevdiğim, tüm şarkılarını ezber bildiğim müzikal..
Başlarındaki Arsen'e "Münhal rol varsa oynarım" dedim, "Hangisi olsa fark etmez.."
Eliza Doolittle'ı bile oynayabilirmişim meğer.. Broadway'de Julie Andrews, sinemada Audrey Hepburn, Ankara'da Ayten Gökçer'in oynadığı rolde Rus delikanlı Vladimir çıkmaz mı karşıma..
Hillside'a bir eleştiri daha.. Animasyon ekibi elden geçirilmeli.. İnsan tatil geceleri eğlencelerinde sanattan çok "Güzel" şeyler arıyor, hoşça vakit geçirmek için..
Deniz kenarındaki vals partisi günün kapanışı oldu benim için.. Kazım Baba bir de Pasha Disco yapmış sonra.. Gençlik başka şey!..