Olmuyor.. Olmuyor:. Olmuyor.. Hep ayni sahne.. Hep ayni çaresizlik ve acz içindeki genç polisler..
Aslında devleti temsil ettiklerinin, devleti aciz duruma düşürdüklerinin farkında olmayan delikanlılar..
Bir ülkede polisin gözü önünde suç işlenirken, hemen oradaki polis seyirci kalırsa, hatta suça katılır, suçluya destek olursa, o ülkede iş bitmiş demektir.
Çünkü o ülkede devlet bitmiş, otorite bitmiş, yasa, kural bitmiş demektir..
Tüm genç trafik polislerinde ayni bilgisizlik var. Bu yüzden tarih ve saat bildirmiyorum ki, bu iki genci yakmasınlar.. Ötekiler de ayni, bunların günahı bana rastlamaları. O zaman olmaz..
İki sahne ayni gün, yarım saat ara ile İstanbul'da..
İlki Barbaros Bulvarı'ndan iniyoruz.. Sola dönüş var ilerde.. Sola dönecek arabalar sola yanaşmış, sıraya girmiş ışığın kendileri için yeşile dönmesini bekliyor. Biz ileri gideceğiz. Bir iç kulvardayız.. Gidemiyoruz.. Çünkü iki uyanık, sola dönüş için sola yanaşıp kuyruğa girme yerine, sağdan basmışlar, en öne gelmişler, ışığı orada bekliyorlar, bu arada Barbaros Bulvarı gibi bir ana arterin bir şeridini de engelliyorlar..
Tam bu iki arabanın önünde genç bir polis var.. Yanına gidip sordum..
"Memur Bey, gözlerinizin önünde suç işlenmesine nasıl izin veriyorsunuz?."
"Efendim bu saatte trafik yoğun.."
"Yani trafik yoğun olunca suç işlemek serbest mi oluyor?.."
"Hıncal Bey, burada tek başımayım..
Nasıl ceza yazayım ki?.."
Genç adam bilmiyor.. Onu oraya gönderenler öğretmediği için bilmiyor.. Asıl görevinin yoğun trafikte başladığının farkında değil.
Ceza yazamıyorsun tamam.. Şunu yap o zaman..
Adam ileri giden şeritte bekliyor ya.. İşaret et elinde.. İleri gönder.. İşgal ettiği şeridin icabını yaptır, ileri gönder, Conrad'a sapmak için uyanıklık ederken o yoğun trafikte 45 dakikada Dolmabahçe'den dönsün.. Bundan iyi ceza olur mu?..
Hayır.. Benim genç, acemi ve bilgilendirilmemiş polisim, sıra bekleyen 40 arabayı atlayıp önüne gelen, bu arada düz gideceklere de engel olan uyanığa bir de en evvel yol veriyor ki, yol açılsın.. "Madem bu şerittesin, o zaman icabını yap, devam et" demesi gerektiğini kimse ona öğretmemiş, kimse onu iş başında denetlemiyor, hatalarını söylemiyor..
Suç işleyeni ödüllendiriyor o da.. Aklı o kadar eriyor.
Vali Konağı-Teşvikiye Kavşağı..
Kilit.. Vali Konağı'ndan gelip, karşıya düz devam etmek isteyen arabalar kavşağın içinde, ama gidemiyorlar. Çünkü karşı yol, iki yanlı parklarla nerdeyse tek şeride inmiş, dolu.. Bu yüzden Teşvikiye Caddesi'nden gelenler, arka arkaya üç yeşil yandığı halde boş Rumeli Caddesi'ne giremiyorlar. Önleri kesik.. Neden?..
Çünkü "Çıkamayacağın kavşağa girme"nin suç olduğunu İstanbul Trafik Polisleri bilmiyor.. Uygar dünyada hem de en ağır cezalı suçtur, kavşağı kilitlemek.. Amerika 800 dolardı, 1500'e çıkmış bazı eyaletlerde..
Bizde hiç, ama hiçbir polis bunun suç olduğunu bilmiyor.. Gözünün önünde trafiği kitleyenleri seyredip, acz içinde bekliyor..
Üzerindeki üniforma devleti temsil ediyor.. Acz içine düşürdüğü devlet yani..
Peki öğretmiyor mu, anlatmıyorlar mı bunlara?..