Abuzittinciğim,
Geçenlerde Avusturyalı bi karı kocayla, Göcek'de, kafelerden birinde oturuyoruz. Viyana da öğretmenler.. Biri Matematik hocası öteki jimnastik.. Kızlarından biri de Avusturya'nın milli yüzücülerindenmiş.. Onbeş yıldır, tatillerinin bir kısmını Türkiye'de geçiriyorlar.. Ve ülkemizi çok seviyorlar. O sırada Yunanistan maçı oynanmamıştı.. "Acaba kim kazanır?" muhabbetindeyken birden önümüzden çarşaflı iki kadın geçti. Allah allah.. Buralarda pek görmeye alıştığımız manzara değil.. Belki de arap turistlerdir Gayri ihtiyari üçümüzün de bakışları, gölgede 30 derecede, rüzgardan dalgalanan kara çarşaflara takıldı.. Sessizliği Bayan konuğum bozdu.
"Mr.Gunes, biliyor musunuz bu imaj size Avrupa da çok şeyler kaybettiriyor " dedi.. "Avusturya'da Türkiye'yle ilgili referandum yapıldığında, içim yana yana, hayır diyecem.. Çünkü böyle giyinenler beni korkutuyor!" Kocası iriyarı bi adamdı.. "Beni de korkutuyor.. (eliyle, kafasıyla boynunu kapsayan bi daire çizip) başlarını bi tuhaf örtenler de korkutuyor.. Yalnız Avusturyalılar değil bi çok Avrupalı korkuyor!" dedi.
Yaz aylarında sohbet ettiğim Avrupalı turistlerin çoğu bu ve buna benzer kanıyı paylaştığından, sustum. Eminim Ankara'daki büyüklerimiz de işin farkında kardeşim.. Bu "imaj" meselesi önemli mesele.. Ve biz bu imajı bi şekilde ortadan kaldırmadıkça ağzımızla değil kuş Boing 747'yi tutsak (referandum işlediği sürece) AB'ye giremeyiz..
Sen, sana göre "imajı bozuk" birilerini yanına komşu ister misin? 1910'larda Atatürk (o zamanlar daha Mustafa Kemal ) Fransa'da bi manevraya, (şimdiki dille askeri tatbikata) katılmış.. Başta Fransızlar, şık parlak üniformaları içinde bi sürü Avrupalı komutan.. Bizim Osmanlılar onlara oranla daha sade.. Başlarında da koca kalpaklar. Masa etrafında toplanıp plan üzerinde hararetle konuşurken kolağası Mustafa Kemal bi noktaya itiraz etmiş..
Yabancı komutanlar, biraz aşağılayıcı yüz ifadesiyle Atatürk'ü süzüp, planda ısrar etmişler.. Oysa itirazında haklıymış. Nitekim ertesi akşam, yemekte yanına gelen bi miralay "Siz" demiş "Dün yaptığınız itirazda haklıydınız.. Ama başınızda bu oldukça (Avrupalılara hayli acayip gelen kalpağı kastedip) kafanızın içindekilere kimse itibar etmez!" Bu gerçek bi olay.. Falih Rıfkı Atay'ın "Çankaya" sında okumuştum. "İmaj" çok önemli, çok derin, çok kapsamlı bi mesele kardeşim.. Başbakanın eşinin kafasına sarılan bez diye geçiştirilemez.... Büyük bi ülkenin dünyadaki "imaj"ı söz konusu.. Eğer arap alemiyle birlikte, bi çeşit şeriatla yönetilen Pakistan'la Endonezya'nın liderliğine oynuyorsak o zaman türban çok ufak gelir.. Hanımlara çarşaf beylere de takke en münasibidir.
Bu münasebetle ben de münasip yerlerinden öperim Abuzittinciğim.
Kardeşin, Güneş.