ABUZİTTİNCİĞİM,
Sen "foseptik çukuru" açtı diye devlet tarafından mahkemeye verilen vatandaş duydun mu? Ben duydum.. "Cezası kesinleşirse hapse girecek!" diyorlar. Hayır, Meclis binasının önüne foseptik çukuru açıp da, içine de icra da bulunmaya kalksa anlarım da, köyde evinin bahçesine foseptik çukuru açtı diye adam hapsedilir mi!?
Şimdi olaya bak; Hani SİT alanları, Özel Çevre Koruma Bölgeleri diye memleket kısımlara ayrıldı ya.. Meğersem bu SİT diye ayrılan yerlerde oturanlar, (ister şehir, ister köy) bırak binalarının yağmurdan, kardan hasar gören yerlerini tamir ettirmek, boyamak, hatta duvarına çivi çakmak için bile Anıtlar Genel Kurulu'ndan izin almak zorundaymışlar. Foseptik çukuru açmak da öyle..
Bu sözünü ettiğim vatandaşın evi, Datça yarımadası üzerindeki bi köydeymiş. Yıllar önce açtığı lağım çukuru dolmuş.. Köylü vatandaşımız, SİT bölgesinde oturmanın bilincindeymiş ama SİT ile foseptik arasında bi bağlantı kurmak aklının ucundan geçmediğinden, eski çukurun yerine yenisini açmakta sakınca görmemiş. Tam kazma elindeyken (sen şansızlığa bak) oralarda dolaşan bi resmi yetkili durumu farketmesin mi?
"Dur! Ne kazıyorsun öyle!?"
Adam şaşkın:"Boh çuhuru beğim?"demiş.
"Ne malum define aramadığın!?"
"Beğim aha görüyon, eski boh çuhuru doldu da taştı.. Ben de az beriye yenisini kazıyom!"
Derdini anlatamamış.. Meğer kanunlarımıza göre, değil "Boh çukuru" nu kazmak, kazmaya karar verdiğinde, önce Anıtlar Kuruluna gidip "ön izin" almak durumundaymışsın... Gelip bakar "açabilirsin" derlerse, her 15 santim derine indiğinde Anıtlar Kurulu'na, yeniden başvurup "rapor vermek" şartıyla kazıya devam edebilirmişsin!
Bu arada tut ki çukurun içinden köpeğinin daha önce sakladığı kemik çıktı.. O zaman tam anlamıyla "bohu" yedin! Kemik ola ki "Kleopatra'nın kemiği olmasın" diye taa İstanbul'a gönderilip laboratuarlarda inceletilirmiş. Lağım taşadursun!
Sen dediklerime inanmayacan, oysa "aynıyla vaki!" Hatta Marmaris Özel İdare Müdürü Hasan Sarıhan, halen uygulanan SİT, çevre ve imar mevzuatında, köylü vatandaşların karşılaştığı sorunları bi dosya haline getirirken, foseptik meselesine de değinmiş. Yani resmi makamlar da köylünün çektiklerinden resmen haberdar!"
Sarıhan'ın dosyası onları kurtarabilir mi bilemem.. Bildiğim, bu karmaşa sürerse Başbakanın başının çok ağrıyacağıdır. Hele sana bi de "su kuyusu" yüzünden köyde oturanların başına gelebilecekleri yazarsam iyice şaşarsın..
Münasip yerlerinden öperim.
Kardeşin Güneş.