"ELDE edilmeyecek kadın yoktur.. Elde etmesini bilmeyen erkek vardır.." Aşk Doktoru'nu izlerken, ana fikrin bu olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz..
Will Smith, çaresiz erkeklerin aşk danışmanı.. Hayli yüksek paralar karşılığında onlara kadınlarla etkileyici tanışma senaryoları hazırlıyor.. Ve de arkasını getirme taktikleri veriyor..
Örneğin.. Bir yanda, dünya zengini, dünya ünlüsü bir iş kadını.. Dünya erkekleri peşinde.. Öte yanda, kadının şirketinde muhasebeci olarak çalışan, dünya beceriksizi bir adam.. Sosisli sandviçini sosları üzerine dökmeden yiyemeyen, kadınla konuşmaya gelince, kalbi 250 atıp, nefesi tıkanan, korkak, çekingen, utangaç, fena halde de şişman, yani görünüşte her hali ile kayıp bir adam.. Bu adam bavulunu bile taşıyamayacağı bu kadının kalbine girebilir mi?..
Girer.. Aşk Doktoru gibi bir taktikçisi olursa girer.. Filmde adım adım izliyorsunuz..
Ama bir şeyi daha izliyorsunuz, iç içe anlatılan ikinci hikayede.. Aşk Doktoru, New York Standard'ın hayatını erkeklere kapamış, işten başka şey düşünmeyen dedikodu yazarı genç kadınla karşılaşıyor bir yerde.. Ateşle barut..
Enfes bir salon komedisi olan film, sürpriz bir mesajla biterken, kadını elde eden şeyin, aslında taktikler maktikler mi, yoksa erkeğin ta kendisi olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz..
"Doğrudur.. Taktikler işi başlatıyor.. Başlangıçta çok yararlı.. Ama işi bitiren erkeğin kişiliği" diyip çıkıyorsunuz sinemadan.. Çok da gülmüş ve eğlenmiş olarak..
Will Smith'i aksiyon filmlerinde görmeye alışmıştık. Çok da iyi bir komedyen olduğunu gösteriyor. Ama asıl müthiş komedyen, beceriksiz şişman rolünde ilk defa izlediğim Kevin James.. Harika oynuyor.. Gazeteci rolündeki Eva Mendes benim tipim değil.. Bayıldığımı söyleyemem..
Aşk Doktoru, sevgilinizle el ele izlemekten çok keyif alacağınız bir hoşluk!..