Haftanın en sevdiğim günü geldi.. Sefaköy'e nasıl özlemle koşuyorum.. Çünkü orada beni sohbetlerine doyamadığım dostlarım, Haşmet, Sunay ve Nebil bekliyor..
Pazartesi 90 Dakika'yı düşündükçe kendimden utanıyorum. Nasıl bir öfke.. Nasıl bir sinir.. Hayır.. Bu Hıncal değil.. Ama bir yanda şeker, bir yanda yüksek tansiyon, bir yanda da tahammül edemediğim haksızlıklar olunca, kendimi kontrol edemiyorum işte.. Özür dilesem ne yazar?.. Gelecek pazartesi gene sinirleneceğimi biliyorum.. Aslında benim bu programı bırakmam gerek.. Hem seyircinin, hem benim sağlığım açısından..
Yaşamdan Dakikalar öyle değil.. Nasıl bir keyif, nasıl bir haz doluyor içime.. Yaparken bayılıyorum.. Banda alıp tekrar tekrar izlerken ölüyorum..
Yaşamdan Dakikalar, Türk televizyonlarının, hem de gelmiş geçmiş, en güzel sohbet programı..
Arkadaşlarımla gurur duyuyorum.. Kendimle de..
Bu gece 22.30.. TV8'deyiz..