Eskişehir bu ülkenin en heykelli kenti.. Bir heykel görmeden yürüyüş yapmanız mümkün değil.. Daha yığınla heykel de sırada..
Salyangozun bile heykeli var.. "Çocuklar görsünler, tanısınlar, her hayvanı sevsinler" içinmiş..
Bir heykel eksik..
Bu kenti yeniden yaratan adamın.. Önce Anadolu Üniversitesi'ni kurup kente bir "Genç, dinamik insan" göçünü sağlayan, sonra da kentin başına geçip, bu kenti bu gençlere göre yeniden düzenleyen adamın adı Yılmaz Büyükerşen.. Eskişehir'in Anthony Quinn'i.. Şehrin adamı..
Nasıl yapmış bunu..
Mucize deseniz yeridir.. Yüz binlerin kenti Eskişehir'in bütçesi, on binleri barındıran üniversitelerin bütçesinin yarısı değil..
Yani para bolluğu diye bir şey yok.. Oy.. Siyası destek.. Anakentin iki ilçe belediyesi var, ikisi de AKP.. Meclis'te çoğunluk AKP.. Belediye Başkan Vekili bile AKP'den seçilmiş.. Büyükerşen'in partisi diye bir varlık yok ki?.. DSP tabela partisi artık..
Ve bu olmayan partinin adayı Büyükerşen, yüzde 44 oy almış, tek başına..
Eskişehir halkını kutlamak gerek.. Sezar'ın hakkını Sezar'a verdiği, Büyükerşen'e böylesine sahiplendiği için.. Böyle bilinçli bir seçmen kitlesinin varlığını görmek, ülkenin geleceği açısından umut verici..
Yarım gün gezip büyülenmek, günlerdir yaza yaza bitirememek başka nasıl mümkün olurdu.
Eskişehir sokaklarında sadece heykeller değil, başka anıtlar da var.. 2004'te tamamlanan Eskişehir Tramvay Projesi Uluslararası Toplu Taşıma Birliği (UİTP) tarafından Dünya Raylı Sistem Ödülüne layık bulunmuş. Zürih, Brüksel ve Rotterdam gibi 11 adayı geride bırakarak. Projeyi uygulayan Yapı Merkezi Şirketi'ne de ayrıca teşekkür tabii..
Bir de hastane gezdik.. Fakir Fukara Hastanesi.. "Fakirlerin de özel odalarda kalma hakkı" adına inşa etmiş Büyükerşen burayı.. Odalar, benim vurulduğumda International'de kaldığım oda kadar lüks ve ferah.. Ameliyathaneleri dolaştık.. En ileri teknikler uygulanmış..
Mükemmel bir hastane.. Örnek.. Ve de sadece, ama sadece fakirler için.. Fakirlerin de insanca tedavi görme hakları için..
Her şey tamam.. Ama kapalı.. Fakirler sokakta ölürken, Fakir Hastanesi, hazır ama kapalı..
Çünkü Maliye Bakanlığı 30 doktor, 20 hemşire için kadro vermiyor.. Maaşları onlar vermeyecek. Ödeme Eskişehir'den.. Ama yasa gereği kadro Ankara'dan çıkacak.. Çıkmıyor.. Yazmıştım ya.. Celal Doğan da Antep'e harika bir tiyatro salonu kazandırmış, ama açamamıştı, Şehir Tiyatrosu'nu.. Ankara kadro vermediği için..
Bir yanda "Yerinden yönetim" diye bas bas bağıran, yerel yönetimden gelmiş bir başbakan... Öte yandan hâlâ tarihte kalmış, bürokratlar..
Maliye Bakanı.. Sağlık Bakanı.. "Ben Eskişehir'i çok severim" diyen Milli Eğitim Bakanı.. Hiç Eskişehir'e gittiniz mi?.. Bu harika kenti gördünüz yaşadınız mı?.
Hele hele, fakir fukara sokaklarda sürünürken, sırf onlar için yapılmış, hâlâ kapalı duran bu hastaneyi gezdiniz mi?.
Gördünüzse, bir açıklamanız da olacaktır, herhalde..