Lucescu'nun bu ülkeye kabul ettirmeye çalıştığı, korkak, tatsız tutsuz, ana hedefi yenilmemek olan futbola iki isyan var. Fatih Terim Galatasaray'ı, Daum Fenerbahçe'yi, hücum futboluna, seyri keyif veren futbola yönlendirmek üzere kolları sıvadılar. Her ikisinin kafasında, en ileri futbol düşüncesi var.

Brezilya'nın son Dünya Kupası'nda izlerini ortaya koyduğu ikili savunma..
Terim, bu ikilinin önünde orta sahaya egemen olacak ve hücumda çoğalacak bir düzenle, 2-6-2 düşünüyor.

Daum, tarihe geçmeye niyetli.. Fenerbahçe'den, kovulduğu Almanya'ya ve Avrupa'ya, bir sistem yaratmış futbol dehası olarak dönmeyi düşünüyor. Kafasındaki takım, 1960'ların efsane Brezilyasından mülhem..

WM'den 4-2-4'te dönüş yapan Brezilya'nın, Didi'nin orta sahadan yönettiği 4 hücum adamı Garincha, Vava, Pele ve Zagallo ile ortaya koydukları doyulmaz hücum futbolu, bugün "Futbol zevki ve keyfi" denince, hala rakipsiz duruyor. hala dilden dile masal gibi anlatılıyor.
Daum, şimdi onun da bir adım ötesini, 2-4-4 oyununu düşünüyor..
Başarırsa gerçekten tarihe geçer..

Peki başarabilir mi?..

Keşke Fener'den başka takımda deneseydi.
Fenerbahçe, horozu çok olduğu için sabahın geç olduğu bir camia..
Başkandan başlayarak herkes teknik direktör üzerinde maydanoz. Yönetim hocanın işine her fırsatta karışmaya meraklı.. Hem karışıyor. Hem arkasında durmuyor. Fener bir Teknik Direktör Tüketme mekanizması..
Daha kötü, Fener medyası..

Bunların çoğunluğu "Ah keşke Lucescu'yu biz alsaydık" kafasında.. Futbol anlayışları korku, savunma üzerine kurulu.. Hücum, onlar için risk almak, sonucu tehlikeye sokmak demek. Futbolun eninde sonunda bir seyir sporu olduğunu akıllarına dahi getirmiyorlar.. Akıllarında tek şey var. Gol yeme.. Bunun için oyunu istediğin kadar çirkinleştirebilirsin.. Yeter ki gol yeme.. Bunu başardın mı, sen büyük takımsın.. Hakem, şans, mans derken nasılsa bir tane atar kazanırsın..

Bu korku taktiklerinin onlardan daha korkak yerli küçük takımlar önünde tutması, "Risk" sözünden veba gibi kaçan yazarların tek dayanağı..
Avrupa maçlarında korkunun ecele faydasının olmadığını, Luce'nin adeta bedava bir guruptan sırf bu korkaklık yüzünden çıkamadığını, oysa Galatasaray'ın Fatih Terim'in yürekli hücum futbolu sayesinde UEFA kupasını kazandığını düşünen yok.

Tarihin hiçbir anında ve yaşamın hiçbir alanında risk almadan kazanılmış zafer olmadığına bakan yok..

Fener medyası, başta (Ne yazık ki) futbol yaşamını sadece ve sadece "Güzel futbol.. Keyif veren futbol" için oynamış, sadece, sadece bu yüzden hala İtalya'da efsane olarak yaşayan Can Bartu olmak üzere, Daum'un karşısında.. Daum dört forvet düşünürken Sinyor "3 bile olmaz" diyor..

Beşiktaş yarısı boş tribünlere oynarken, Daum dünyanın en seyre değer futbolunu yaratmak peşinde, ama işi zor.
Çünkü yönetim arkasında değil. Fener medyası ise tam cepheden saldırıyor.
Daum ya geri çekilecek ya da çekip gidecektir.
Çünkü Daum Devrimi için gerekli zamanı, Fenerbahçe'nin yönetimi de medyası da ona tanımayacaktır.