FATİH Terim "Formayı ben vermem oyuncu kendisi alır" der. Galatasaray'ın genişleyen ve kalitesi artan kadrosunda ciddi bir rekabet yaşanacak. Terim de rekabeti ayakta tutmak adına kadro seçiminde ve oyuncu değişikliklerinde bölgesel uyuma özen gösteriyor. Herkesin kendine oynadığı bir takım oluşmasına izin vermediği gibi, takım oyunundan ve uyumundan asla vazgeçmiyor.
Galatasaray'ın UEFA zaferinde Hagi, Popescu, Taffarel ve Capone büyük işler yapmıştı ancak yerlilerin kalitesi de yabancılardan geri kalmamıştı. Terim'in Lazio önündeki 11'inde 4 yabancı olması yerli oyunculara duyduğu güvenin göstergesi.
Bu dengeyi sağlamak ve forma adaleti Galatasaray'ı daha da büyütecektir. 30 derece sıcakta yüzde 60 nem altında ve nefes almakta zorlandığımız ortamda Galatasaray'ın yüksek temposu futbolcuların fizik güçlerinin yükselişte olduğunun göstergesiydi. Topu havaya kaldırmayarak yerden ve ayağa isabetli pas oynamaya özen gösterdiler.
Geçen sezon Selçuk'la birlikte Galatasaray'ın orta alan şifresi olan Melo'nun yokluğu baş ağrıtacak gibi görünüyor. Yekta, Engin hatta Hamit, Brezilyalı'nın eksiğini giderecek gibi durmuyor. Orta alanda bütün yük Selçuk'un sırtına biniyor. Selçuk savunmadan top alıyor, oyun kuruyor ve final pası veriyor.
Milli Takım'la birlikte dört kulvarda yüklenilecek Selçuk'u Galatasaray Melo dönemindeki gibi verimli kullanamaz.
Real Madrid'de istikrarlı forma giyememek Hamit'i zihinsel olarak yıpratmış.
Kalitesinden kimsenin kuşku duymadığı Hamit, "Ben iyi futbolcuyum" anlayışıyla takım oyunundan çok bireysel becerisini ön plana çıkarmaya çalışıyor.