Trabzonspor hem Süper Lig'de hem de Avrupa arenasında en kaliteli, en pozitif, en tempolu oyununu büyük keyif vererek İnter'e karşı oynadı. Kaleci Tolga'dan tutun da golcü Burak'a kadar her futbolcu saniye saniye oyunun içindeydi. Herkes birbirine destek verdiği gibi Trabzonlu her oyuncu birbirinin hatasını da kapattı. Telaş yoktu. Alan savunmasına önem veren İnter kendi alanını çok adamla savunup kontrataklarla pozisyon üretti.
Trabzon geriye yaslanmayı hiç düşünmediği gibi Serkan ve Halil'le kanatlardan etkili bindirmeler yaptı. Tangocu Colman ile Sambacı Alanzinho'nun orta alanda kurdukları birliktelik mükemmeldi. Burak da sürekli yer değiştirerek İnter savunmasının huzurunu ve dengesini bozdu. Alanzinho hücumda dikine taşıdığı çabuk toplarla ve dar alanda attığı müthiş çalımlarla İnter orta alanını hallaç pamuğu gibi attı. Zokora, Stankoviç'e adım attırmadığı gibi savunmanın önünde emniyet sübabı oldu.
İnterli futbolcular Trabzon'un zaman zaman önde yaptığı bunaltıcı baskıdan kurtulmak ve pozisyon vermemek için ayağa pas oynamaya özen gösterdi. Özellikle 45 ve 50'inci dakikalar arasındaki dilimde Trabzon'un pozisyonlarının gol olmaması İnter'in şansıydı.
TOLGA KALEDE DEVLEŞTİ
Serkan takıma dinamizm ve enerji kattı, Halil de sık alan değiştirirken takım savunmasına yardım etti. Burak gol olacak pozisyonlar buldu ama doğru vuruşlar yapamadı. Maçın kırılma anı Adrian'ın kafasının direkte patlamasıydı.
Yan topları elinden sektirmeyen, boşa çıkmayan ve üç önemli kurtarış yapan kaleci Tolga bu formunu sürdürürse Avrupa'da çok kulüp Trabzon'un kapısını aşındırır.
Maçın keyif vermesinde İngiliz hakem Atkinson'un payı büyüktü. Atkinson pozisyonlara çok yakındı, fazla düdük çalmadı ve İtalyan oyuncuların yalandan almaya çalıştıkları faullere prim tanımadı. En önemlisi oyunun hızını, avantaj kurallarını doğru uygulayarak kesmedi.
Grupta evinde yenilmeyen ve lider İnter'den en fazla puan alan Trabzon, Avrupa'ya devam edemezse günah olur. Ancak bu oyunu tekrarlarsa Trabzon Lille'de kaybetmez.