Galatasaraylı futbolcular Lviv'de yaşadıkları şoku uzun süre atlatamazlar. Bu dram lige olumsuz yansır. Dünyada böyle amatörce elenen başka bir takım hatırlamıyorum. Galatasaray gibi bir kulübün oyuncuları skoru iki dakika koruyamayacak kadar ruhsuz ve düşüncesiz olabilir mi? Üstelik Alman hakem Kinhofer Galatasaray'ı hep kolladı, rakibi 10 kişi bıraktı; ilk 10 dakikada Ayhan'ın kartlık hareketlerine sadece faul verdi.
Galatasaraylı oyuncuların ruhu, kalbi ve gücü bu maçı kazanacak güçte değildi. Bu eleniş şekline Rijkaard ne yapsın? Hollandalı hoca ilk Belgrad maçından sonra, "Futolcularım skoru korumak için profesyonelliği bilmiyorlar" demişti. Galatasaraylı futbolcular Aydın'la mucize şeklinde buldukları golü koruyabilecek refleksi bile gösteremediler.

POZİSYONA GİREMEDİLER
Futbolun adaletinin tecelli ettiği bir gecydi. Galatasaraylı futbolcular sahada "Elenelim" dercesine mücadele etti. Herkes birbirinden kopuktu. İlk yarı rakip kaleye gidecek güçleri bile yoktu. Koca 90 dakika boyunca (Üstelik kazanmak zorundayken) Aydın'ın golü dışında akılda kalan tek pozisyon Barış'ın cılız vuruşuydu. Galatasaray gibi her zaman hedefleri olan bir takımın oyuncularının bu kadar sorumsuz oynama hakları var mı?
Karpaty seyircisi maça mükemmel hazırlanmıştı. Hiç susmadılar, takımla birlikte atağa kalktılar, savunmada takıma kulakları sağır eden ıslıklarıyla destek oldular. Karpatyli futbolcular da kalpten oynadılar. Belki çok paraları yoktu ama yürekleri vardı. Yedikleri golden sonra, "Çıkmamış canda umut vardır" diye maça asıldılar ve turu geçtiler.
Avrupa'dan elenişten Galatasaray yönetimi de darbe alacak. Başkan Adnan Polat'ın "Aslantepe'de Avrupa yolumuza devam etmek istiyoruz" hayalleri de suya düştü.
Galatasaraylı futbolcular bu maçı izleseler ve oynadıkları futbolu görseler para verip tribünlere gelirler mi? Taraftarın yerinde olsam izleyene azap veren, karnına ağrılar sokan bu takımı izlemek için Ali Sami Yen'e gitmem. Yazık! Bu utanç tablosunda kimlerin payı varsa utansın.