Galatasaray da Bursaspor da ligin son finali sayılacak maçta oynadıkları futbolla gözümüzün pasını sildi. Fizik mücadele, golü arama için yapılan ataklar, kanat bindirmeleri keyif vericiydi. Top iki kale arasında adeta mekik dokudu.
Galatasaraylı futbolcular maç öncesi yoğunlaşan "Bursa'ya maçı verip Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar" dedikodularını taça atan kişilikli bir futbol sahaya koydular.
Yani Fenerbahçe'nin baskette Galatasaray'ı düşürmek için yaptıklarını Galatasaraylı futbolcular Bursa'ya karşı yapmadılar. Galatasaray seyircisi de takımının maçı kazanması için sürekli ateşledi.
Galatasaray Keita ve Dos Santos ikilisiyle kanatlardan etkili hücumlar yaparken, Bursaspor savunmasını ve orta sahasını kalabalık tutup Sercan-Volkan ikilisini kontratak anlayışı içinde Galatasaray savunmasının arkasına kaçırmayı düşündü.
Volkan hem Caner'in bölgesinden hızlı ataklarla hem de içeri yaptığı toplu koşularla Galatasaray savunmasının dengesini bozdu.
Teknik becerisi olmayan Sercan final paslarında ve son vuruşlarında etkisizdi.
Galatasaray da Dos Santos, Baros ve Keita ile yakaladığı pozisyonlarda kaleci İvankov'u geçemedi.
F.BAHÇE BÖYLE OYNAR MIYDI?
İki takım da cesur oynayınca gol pozisyonları zengin bir maç ortaya çıktı. İki takım golcüleri kaçırarak, kaleciler Aykut ile İvankov yaptıkları kurtarışlarla geceye damga vurdular.
Özellikle ikinci yarının ilk 20 dakikasında oyunun sürati basketboldaki gibi hızlı ve başdöndürücüydü.
Keita'nın, Baros'un, Ozan İpek'in, Volkan'ın attığı şutlarda iki takımın savunma oyuncuları vücutlarını cansiperane olarak siper etti. Galatasaray da Bursa da maçı kazanabilecek pozisyonları buldular.
Özellikle Sercan büyük bir golcü olmadığını kaçırdığı gollerle kanıtladı. Bu keyifli maçın keyfini kaçırmak için hakem Bünyamin Gezer ısrarla çabaladı. Gezer çaldığı ters düdüklerle, çıkardığı ve çıkarmadığı kartlarla maçın tansiyonunun yükselmesine neden oldu. İtiraz eden futbolculara dövecek gibi davranması çok yanlıştı.
Galatasaraylı futbolcular Galatasaray etiğine yakışarak oynadılar ve kaybetmeyerek ezeli rakipleri Fenerbahçe'nin liderlik koltuğuna oturmasını sağladılar.
Acaba bu şartlarda Galatasaray şampiyonluğa giderken Fenerbahçe aynı şahsiyetliliği gösterir miydi?