Türkiye'de kulüp başkanlığı çok zor. Seçilmesi de, o koltukta başarıyı kazanmak da, başarılıyken bile koltuğu korumak da... Hele bu kulüp Galatasaray olursa... Çünkü Galatasaray'da eleştiri hiç bitmez. Başarılı olsan dahi, birileri çıkıp kaşının üzerinde mutlaka göz arar.
Bir kulüp başkanının başarılı olabilmesi için üç önemli özelliğe sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar sevgi, vefa ve sabırdır. Bunların üçünü birden taşıyan başkan bulmak çok zor.
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Diyarbakır'da mahalleleri gezerken yanındaydım. Onun gördüğü sevgiye bire bir tanık oldum. Hiç tanımadığı, belki de hayatında bir daha görmeyeceği insanlara büyük, küçük demeden nasıl sevgiyle yaklaştığını izledim. Polat, tam bir halk adamı. Elini uzatan herkese elini uzatmaktan kaçınmaz.
SİNERJİ USTASI
Polat, başkan seçildikten sonra camiada sinerji yaratmayı başarmıştı. Eski başkanları tribünlere davet edişi, bu havayla şampiyonluğun yakalanışı hafızalarda. Kulübün faal sporcuları dışında Selahattin Beyazıt, Ali Uras, Ali Tanrıyar, Alp Yalman ve Faruk Süren gibi unutulmaz eski başkanlarının da katılımıyla gerçekleşen 104. yıl balosu da Adnan Polat'ın böyle sinerji yaratmadaki becerisinin bir örneğiydi. Sadece eski başkanlara değil, eski sporculara da büyük vefa gösterdi. UEFA Kupası'na kaldırmış futbolculara yıllar sonra Galatasaray Adası'nda plaket verdi.
Galatasaray tüzüğü gereği eski sporcular kulübe daha kolay üye olabiliyor. 10 yıl oynamış ve sporu Galatasaray'da bırakmış olmak kaydıyla. UEFA Kupası'nı kazanan takımdaki futbolculardan üye olmamış isimler arasında Hasan Şaş ve Hakan Şükür bu kriterlere uyuyordu. Ama Hakan Ünsal, Ümit Davala, Ergün Penbe futbolu Galatasaray'da bırakmamıştı. Polat, başkanlık kontenjanı hakkını kullanarak o kadrodaki yıldızları kulübe üye yaptı. Üyelik ücretlerini de jest yaparak cebinden karşıladı. Hatta bu konuda ciddi bir çalışma yaptırdı. 7-8 senedir hak kazandıkları üyelikleri almayan sadece futbolcuları değil, basketbol, voleybol ve diğer branşlardan eski sporcuların da üye olmalarını sağladı.
Başkan Polat'ın bu vefaya karşı gördüğü ne oldu? Futbolcular üyelik törenine bile gelmedi. Yetmedi; başkan yıllar önce transferini kaçırarak yaptığı Hakan Ünsal tarafından köşe yazısında eleştirildi. Ama Polat dönüp buna cevap bile vermedi. Bu da onun ne kadar sabırlı olduğunun bir kanıtıydı.
Sadece bu mu? Adnan Polat, camiada yapay olarak yaratılan liselilisesiz tartışmasına çekilmeye çalışılıyor. Kulüp tarihinin son dönemde liseye en bağlı başkanı olan Özhan Canaydın döneminde, yani 6 yıllık süreçte kulübe üye yapılan liseli sayısı 400'ü bulmuyor. Polat'ın iki yıllık başkanlığında bu sayı 600'den fazla.
POLEMİĞE GİRMEDİ
Polat, tüm eleştirilere karşı çıkıp bir kez bile bu rakamları dile getirmedi. Polemik olacak söz düellosuna hiç girmedi. Kavgayı körüklemek isteyenlere "Galatasaray bölünemez ve parçalanamaz. Bu yolda uğraş verenler hiçbir zaman başarılı olamazlar. Çünkü Galatasaray Türkiye'dir" dedi.
Elbette Adnan Polat'ın da hataları var. Ama düzeltilmeyecek yanlışları yok. Polat gereken sevgi, vefa ve sabrı bünyesinde birleştiriyor. Her başkan camiasınca eleştirilebilir. Ama eleştiriler belden aşağı olmadan, Galatasaray'ın etik değerlerine uygun yapılmalıdır.