Galatasaray, Fatih Terim'le 1996-2000 yılları arasında 4 yıl üst üste lig şampiyonu olurken bu başarısını 17 Mayıs 2000'de UEFA Kupası'nı kazanarak taçlandırmıştı. Başarıların ardından Terim'in, Fiorentina'ya gitmesi, Hakan Şükür'ün İnter'le anlaşması camiada soğuk duş etkisi yarattı.
Ne camia ne yönetim ne de taraftar böyle bir ayrılığı düşünmüyordu.
Faruk Süren yönetimi Terim'in ve Şükür'ün gidişini unutturmak için takımın başına Lucescu'yu getirirken, golcü olarak da Porto'da 4 yılda yaklaşık 120 gol atan Mario Jardel'i 23.5 milyon dolara aldı. Ancak Jardel'in geliş şekli şaşırtıcıydı.
Real Madrid'e karşı Süper Kupa'nın kazanılmasında attığı iki gol ile büyük pay sahibi olan Jardel'in, Florya'ya helikopterle getirilmesi takım içinde bir anda huzursuzluk yarattı. UEFA Kupası'nı kazanan Hagi, Popescu, Bülent Korkmaz, Suat, Ümit Davala, Okan, Emre Belözoğlu gibi yıldızlar Jardel'e uygulanan ayrıcalıklı tavırdan rahatsız oldular.

LUCE'YE BASKI YAPILDI
Paraların ödenmediği dönemde Jardel'e verilen ücretin uçukluğu ve oyuncunun aldığı ücret bu rahatsızlığın tuzu biberi oldu. Jardel, taraftarın gönlünde attığı gollerle "Süper Mario Jardel" olarak yer alsa da kendisine uygulanan ayrıcalık nedeniyle sezon boyunca takım içinde hep itilip kakıldı. 5'inci şampiyonluğun gittiği Kadıköy'de kaybedilen 2-1'lik derbide Jardel, bazı oyuncuların Lucescu'ya yaptığı baskı nedeniyle ilk onbirde oynatılmadı. Serkan kaçırdığı gollerle saç-baş yoldururken, Mustafa Denizli bana, "Jardel, Serkan'ın yerine oynasaydı o golleri atardı" demişti.

Jardel'in geldiği yıl Fenerbahçe'nin başına Mustafa Denizli geçmişti. Takım Almanya'da kamp yaparken Fenerbahçe yönetimi de Real Madrid'ten Baliç'i almıştı. Yönetim, Baliç'i tıpkı Jardel gibi helikopterle sahaya indirmeyi planlıyordu. Ancak, Mustafa Denizli "Ben takımda ayrıcalık istemem. İsterseniz dünyanın en iyi futbolcusunu getirin, böyle bir organizasyona izin vermem" diyerek helikopterli şova karşı çıktı. Denizli bu kararını Fenerbahçe'yi şampiyon yaptıktan sonra bana şöyle anlatmıştı:

TAKIMDA HERKES EŞİTTİR
"Bu tür olaylar futbolcuların kafasında yer eder. Ayrıcalıklı adam sadece zihinlerde gelişir. Baliç'in Fenerbahçe'ye dönüşünde yapılmak istenen tören, diğer futbolcuları rahatsız edebilirdi. Bu durum Baliç'i takım içinde antipatik hale getirebilir ve diğer futbolcuların 'Bize niye böyle davranılmadı?' sorularına hedef olabilirdi.
Bir kulüpte görev yapan futbolcuların tümü eşit şartlarda olmalı. Zaten taraftar kalbinde ve kafasında sevdiği, beğendiği futbolcuyu ayrı yerlere koyar. Bu ayrıcalıklı davranışlar futbolcuyu baskı altında tutar. Kötü oynadığı bir maç sonrasında, 'Helikopterle gelmesini biliyorsun, şimdi de bunun karşılığını ver' gibi tepkilere hedef olur. Jardel'in Galatasaray'daki huzursuzluğunun nedeni ona uygulanan ayrıcalıklı muameledir."

Mustafa Denizli geçen sezon Beşiktaş'ı iki kupalı şampiyon yaparak hem büyük bir başarı elde etti hem de üç büyük kulübü şampiyon yapan ilk Türk hoca olarak tarihe geçti.
Beşiktaş altı haftada bir galibiyet 3 beraberlik iki yenilgi alınca Denizli hedef adam oldu. Denizli çok zekidir, iyi taktisyendir. En ufak ayrıntıya dikkat eden, huzur adına takım içi dengeleri korumaya özen gösteren, her futbolcuya eşit yaklaşan, futbolcularının kalitelerini ve farklılıklarını içinde yaşatan bir hocadır Mustafa Denizli..
Bugün Beşiktaş'ın içine düştüğü kaos Denizli'nin yönetimi korumasının göstergesidir.
Düşünün, yönetim Nihat'ı, İsmail'i, Fink'i, Erhan'ı İbrahim Kaş'ı ve Tabata'yı almış. Ve elinizde şampiyon olmuş bir kadro var.. Denizli, Fink hariç geri kalanları kulübeye çekse ve şampiyon olan takımla maçları oynasa ne olur?

DENİZLİ KARARLI OLMALI
Yönetimin yaptığı transferler taca çıkmış olmaz mı? Hele hele Nihat - İsmail - Tabata gibi büyük paralara alınmış oyuncular oynamadığında ortalık yangın yerine dönmez mi? Döner.. Bu oyuncular gelip hemen takıma girince ve kötü oynayınca şampiyonluk yaşamış oyuncular kulübeye çakılınca Beşiktaş da huzursuzluk kazanının içine düştü.. Yeni transferler hemen oynayınca yedekteki iki kupa kazanan oyuncuların gözünde antipatik oldu. En ufak ayrıntıya dikkat eden Mustafa Denizli bu farkı gözetir ve kararlarında Fenerbahçe'deki gibi kararlı olursa Beşiktaş'ın da geriye dönüşü hızlı olur.