Şampiyonlar Ligi Dergisi'ne röportaj veren ünlü İtalyan teknik adam Marcello Lippi başarının formülünü şöyle anlatıyor: " İyi sonuçlar almak için kaliteli oyuncular gerekir. Takımınızda ne kadar fazla yıldız varsa, bu grubun birlikte hareket etmesini sağlamak, takımı kompakt hale getirmek için çok çalışmanız gerekir. Hoca olarak her oyuncuya hem yararlı olduğunu hem de vazgeçilmez olduğunu hissettirmeniz gerekir. Bireyler assolist gibi davranmadığı sürece iyi sonuçlar alırsınız. Eğer futbolcular kendi çıkarlarına göre hareket ederse ' Biz " diye düşünen takımlara karşı kaybedersiniz.."
Kalli'yi ayrıcalıklı kılan en önemli özelliği çalıştırdığı takımlara "Biz" diye düşünmeyi öğretmesidir. Galatasaraylı futbolcular sahada "Biz" mantığı içinde mücadele ediyor. Herkes birbirinin yardımına koşuyor. Hiçbir oyuncu kaytarmıyor çünkü kulübede oturmayan Kalli hepsini gözleriyle yakın takip yapıyor. Öyle ki oyuncular attığı her pas sonrası yan gözle "Kalli acaba ne diyecek?" diye kulübeyi süzüyor.
AVRUPA'YI SALLAYAN TAKIM
Gecenin en çarpıcı yönü seyircinin Lincoln'le tanışmasıydı. Hırvat Slaven takımı Galatasaray'ın ayarında bir takım değildi. Galatasaray ilk 15 dakikada biri direkte patlayan iki pozisyon buldu üçüncüde de Lincoln akıl dolu bir çalım sonrası Karan "Al golü at" dedi. Bu poziyonlarda savunmadan hücuma çok iyi çıkan Servet'in payı büyüktü. Gecenin ikinci flaşı, Orkun yarattığı ve yediği penaltı golünün hemen ardından Hakan Şükür'ün sırtı dönükken sol ayağıyla dönerek attığı vole golüydü. Lincoln yine resital yaptı. Rakibi geçişi, adrese bıraktığı toplar seyirciyi coşturdu. Arkadaşları onun pratik düşüncesine, vücut hamlelerine ayak uydurduğunda Galatasaray yine Avrupa'yı sallayan takım olur. Seyirci oynanan futboldan çok sahadaki mücadelen memnundu. Sadece girilen poziyonlarda kaçan gollere 'Ah' çekti.
Hakan-Karan birbirlerine yakın oynadığından ön ve arka direk paylaşımı yapmadığından gol vuruşlarında geç kalıyorlar.
Sonuçta; Galatasaray da özlediği taraftarı da kabına sığamadı. Gecenin çalışkanları Sabri ve Hasan'dı, yıldızı da savunmada iyi onayan ve sık hücuma çıkan Servet'ti..