Galatasaray'ın mali kongresine katılan üyeler Başkan Özhan Canaydın'a önemli mesajlar verdi. Gerçi Canaydın, konuşmacılardan önce yaptığı konuşmasında eski yönetimlere, başkanlara ve Galatasaray'a hizmet etmiş kişilere teşekkür etmesine rağmen eleştirilerin önünü kesemedi. Hatta Canaydın'ın bu teşekkürüne Ali Dürüst, "Bonjour" yorumunu yaptı.
Galatasaray'ın tecrübeli isimleri, seçim dönemine denk gelecek önümüzdeki mali kongrenin Özhan Canaydın için daha zorlu olacağı görüşünde hemfikirdi.
Kongreye katılan üyelerin çoğunluğu her ne kadar yönetimi ibra etse de eleştiriler sert ve acımasızdı. Özhan Canaydın'a yapılan eleştiriler nelerdi? Mali Kongre'de esen havayı ve kulislerde konuşulanları size yansıtayım:
1-5 yıllık dönemde Canaydın'ın vadettiği hiçbir şeyi yerine getiremediği vurgulandı.
2-Canaydın'ın "Müjde" olarak dile getirdiği Seyrantepe Projesi'ne Büyükşehir Meclis Üyesi CHP'li Kemal Akar'ın, "Bir tas çorba alınıp bize bir kaşık çorba veriliyor" yorumu kafaları karıştırdı. Özellikle Kemal Akar'ın Seyrantepe Projesi'nin bürokratik engellere takılabileceği ve 5 yılda stadın inşaatına başlanamayacağını iddia etmesi ilginçti.
3-Yönetim, Riva'dan gelecek paranın banka borçlarının ödenmesinde kullanacağını açıklamasına rağmen, kongre üyelerinin büyük çoğunluğu, "Riva'dan gelecek para Canaydın'ın kefaletindeki borçlar için kullanılacak" görüşündeydi.
4-Kulislerde yapılan konuşmalarda bazı büyükler; Canaydın ve ekibinin Galatasaray'ı zorlu virajdan çıkarabilecek tecrübe ve yeteneğe sahip olmadığını dile getiriyordu. Bu olumsuzluğun temelinde,
"Mevcut yönetim sadece Özhan Canaydın'a oy getirip seçim kazandıran isimlerden kuruldu" görüşü yatıyordu.
TEK ADAM ANLAYIŞI
5-Başkan Canaydın'ın Galatasaray'ı "Tek adam" anlayışı içinde yönettiği ve bu tarzın yönetim içinde gruplaşmalara neden olduğu da eleştiriler arasındaydı.
6-En sıkı eleştiriler Canaydın'ın iyi niyetli tenkitlere bile tahammül etmediği yönündeydi. Hatta eleştirenlere karşı Canaydın'ın hemen agresifleştiği vurgulandı. Örnek olarak da Doğan Hasol ve Eşref Hamamcıoğlu'na karşı anında "Rövanş faul" yapması gösterildi.
7-Canaydın'ın bir lider olgunluğu içinde davranmadığını vurgulayan üyeler, "Kendisini eleştirenleri sabırla dinlemiyor. Kendi doğrularını anlatma konusunda ikna yoluna gitmiyor. Eleştirenler için 'Bizden değil' diyor. Bu felsefe Galatasaray'ı kendinden yana olanlar ve kendisine karşı olanlar diye ikiye bölüyor" diyordu.
8-5 yıllık Canaydın döneminde Galatasaray'ın borçlarının 4-5 kat arttığının altı çizilirken, Galatasaray'ın Türk sporundaki liderlik vasfını kaybettiği, marka değerinin eridiği dile getirildi.
9-Bütçeyi olumlu gösteren en önemli hareketlerden biri olan "Futbol takımına toplam 91 milyon YTL bonservis değeri biçilmesi" de eleştiri aldı. Bu kalemin gelir olarak kaydedilmesine tepki gösteren bazı üyeler, bir dönem Ünal Aysal'da bulunan AIG hisselerinin tamamen elden çıkmasının "Borçlar azalıyor" diye lanse edilmesini de eleştirdi.
Galatasaray'ın 100 yıllık tarihinde ilk kez bir yönetim mali açıdan bu kadar fazla fazla üye tarafından ibra edilmedi. 155 üyenin mali konuda ibra ettiği yönetime 23 üyenin ibrasızlık oyu vermesi "Ben Canaydın yönetiminin verdiği hesaplara inanmıyorum" anlamına geliyor. İdari yönetim konusunda 193 üyeden 53'ünün "Galatasaray kötü yönetiliyor " şeklinde "Red" oyu kullanması Canaydın'ın güven ve güç kaybettiği olarak algılandı.
CANAYDIN'IN MAKOSENLERİ
Mali kongreden çıkan sonuç; Canaydın ve yönetimi için önlerindeki 1 yıllık süre çok zorlu geçecek. Hesaplar en ince ayrıntısına kadar incelenecek. Verilen sözler hassasiyetle izlenecek. Mali kongre bir ara kongredir. Gelecek yılki mali kongre daha acımasız geçecektir. Üyelerin büyük çoğunluğu 2008 kongresini beklemektir ve Canaydın'a bir yıllık bir süre tanınmıştır. Kongrede söz alanlar yönetim adına hiç olumlu yorum yapmadı. Geçmiş kongrelerde duayen ağabeylerden bazıları kürsüye çıkıp hamasi bir konuşma yapar, havayı yumuşatır ve oylamanın daha ılımlı geçmesini sağlardı. Bu kongrede bu yapılmadı.
Dile getirdiklerimi Canaydın'a ister uyarı, ister mesaj olarak kabul edin. Bir gerçek var ki, Canaydın'ı eleştirenler hep "Yemek tuzlu" dedi. Ama kimse iyi yemeğin formülünü vermedi.
Canaydın'ı, "Taş üstüne taş koymadı" diye eleştirenler acaba taşın altına elini sokma konusunda ne gibi çaba harcadı? Riva'nın satış şeklini eleştirenler ve alınacak parayı az bulanlar daha fazla para verecek kuruluşları bulup getirdi de Canaydın kabul etmedi mi? Canaydın'ın Galatasaray'ın borçları adına şahsi kefalette bulunmasını tehdit unsuru olarak görenler, Galatasaray'ın mali akışının durduğu, bankaların kredi vermediği, oyuncuların para alamadığı, maaşların ödenmediği dönemde neredeydi? Eleştirenlere diyorum ki; "Canaydın hatalı. Canaydın geçimsiz. Canaydın diktatör. Canaydın sözünde durmadı." Tüm bu eleştirileri Canaydın'ın makosenlerini giyip yapmaya ne dersiniz?