İlk iki sezon transferde baltayı taşa çarpan Beşiktaş yönetimi bu sezon adeta turnayı gözünden vurdu. Delgado ve Nobe'yi transfer ederek büyük sükse toplayan Demirören ve arkadaşları "Yılın transferi" sayılacak bir transfere imza attı. Yeni Kartal, Brezilyalı Ricardinho müthiş bir oyuncu. Brezilyalı'yı Dünya Kupası'nda Dortmund'ta Japonya'ya karşı izledim.
Brezilya zaten kupa boyunca kendi ekolüne bağlı keyif veren tek maçını Japonya'ya karşı sergiledi.
Japonya maçında Brezilya'nın yıldızı Ricardinho'ydu. Mükemmel tekniği, çabukluğu ve topa hakimiyetiyle Ricardinho izleyenleri büyülemişti. Parreira eğer yıldızların ve sponsorların tutsağı olmayıp özgür irade içinde Japonya maçında sahaya sürdüğü kadrodan Ricardinho dahil en az 3 oyuncuyu asıl kadroda oynatmayı düşünseydi Brezilya kesin final oynardı.
Beğendiğim bir söz, "Karakter, insanın hayata bakış açısıdır " der... Övgü yağdırdığım Ricardinho için medyada, " İspiyoncu olduğu için takım akadaşları tarafından sevilmiyor" diye bir haber çıktı. Hatta Dünya Kupası'nda Parreira'nın takım içindeki köstebeği olduğu yazıldı. İyi de; eğer Ricardinho hocası Parreira için ispiyonculuk yaptıysa niye hep kulübe oturdu? Hem ispiyoncu olacaksın hem yedek kalacaksın. Hem Beşiktaş'ta Parreira yok, Tigana var.. Benim bildiğim; Ricardinho İnönü Stadı'nın tribünlerini Hindistan'daki trenler gibi salkım saçak yapar .