İrlanda'nın başkenti Dublin'de gerçekleştirilen Avrupa Parlamento Başkanları Konferansı'nı izledik. Türkiye'yi temsilen konferansa katılan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile bu önemli etkinlik sonrasında bir görüşme gerçekleştirdik. TBMM'nin açılışı öncesi yaptığımız görüşmede yeni yasama dönemindeki hedeflerini konuştuk.
İşte TBMM başkanı Kurtulmuş ile sohbetimizden bazı başlıklar:
YENİ ANAYASA YEREL SEÇİM SONRASI: Sivil Anayasa, Meclis'in boynunun borcudur. Türkiye için bir fantezi değil zorunluluktur. 12 Eylül bir darbe anayasasıdır. 19 kez değiştirilmiş olmasına rağmen ruhu hala ayaktadır. Milli iradenin yerine seçkinlerin iradesini kabul eden bir anlayışla hazırlanmıştır. 12 Eylül'ün ekonomik ve siyasi birçok sonucu olmuştur. Ancak en ağır faturası bu Anayasa'dır. Bütün kalkışmaların altyapısını oluşturmuştur. 15 Temmuz'dan sonra çok şükür milli iradeyi hakim kıldığımız bir döneme girdik. Eğer özgürlükçü bir Anayasa'dan bahsediyorsak, toplumun tüm kesimlerinin fikrinin alındığı, doğru bir tartışma zemininin oluştuğu bir metnin ortaya çıkması gerekmektedir. TBMM'de meselenin doğru tartışılması noktasında kendimi yükümlü hissediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizlerin bu talebi gündeme getirmemiz ve toplumda da bir duyarlılığın ortaya çıkması sevindirici. 31 Mart yerel seçimler sonrasında Türkiye'nin gündeminde hızlı şekilde yerini alacaktır.
HIZLI, ETKİN VE DEMOKRATİK İÇTÜZÜK PARLAMENTONUN ÖNÜNÜ AÇAR: Meclis'teki tüm siyasi partilerin işleyiş bakımından birçok zorluklarla karşılaştı. Yeni bir Meclis İçtüzüğü'ne ihtiyaç olduğu konusunda bir anlayış birliği olduğunu düşünüyorum. Yasama kalitesi mutlaka arttırılmalı. Müzakerele ortamları Meclis TV'den yayınlanmalı ve muhalefetin sesinin daha fazla çıkabileceği bir ortam benimsenmeli. 35 saat süren meclis oturumları kabul edilemez. Hızlı, etkin ve demokratik bir içtüzüğe ihtiyacımız var. Bunu yapabilirsek Türkiye'nin önü açılır ve parlamento daha etkin hale getirilebilir.
KIBRIS VE KARABAĞ CEVABIMIZI VERDİK: Dublin'deki toplantıda Ukrayna meselesi, temsili demokrasilerin sorunları ve dezavantajlı grupların demokrasilerde katılımı konusunu konuştuk. Ben de iki oturumda Türkiye adına söz aldım. Güney Kıbrıs Meclis Başkanı'nın Karabağ ve Kıbrıs meselesindeki kabul edilemez sözlerine gereken cevabımızı verdik. Bu iki konuyu detaylı anlatma imkânımız oldu.
AB ÜYELİĞİ HALA GERÇEKÇİ HEDEFTİR: AB üyeliği Türkiye'nin stratejik hedefi. Bu gerçekçi bir taleptir. Ancak geçmiş dönemde Türkiye'ye birçok çifte standart uygulandı. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü'nün ortaya koyduğu rapor adeta Türkiye karşıtları tarafından yazılmış gibi. "Avrupa Türkiye'yi nasıl kaybeder" ana fikriyle yazılmış bir rapor. Tüm bunlara rağmen üyelik süreci olsa da olmasa da Türkiye demokratikleşme reformlarını gerçekleştirmekte kararlıdır. Daha yüksek standartta bir demokrasi Türkiye Yüzyılı'nın en önemli hedeflerindendir. Beklentimiz 2019 kararının AB tarafından ortadan kaldırılmasıdır.
İSVEÇ'TEN SAMİMİ ADIM BEKLİYORUZ: NATO üyeliği konusunda İsveç'ten iki beklentimiz var. Bazı FETÖ ve PKK'lıların Türkiye'ye iadesi. Terörle irtibatlı bu kişilerin iadesi bu kadar mı zor? İsveç'te Kuran-ı Kerim yakma eylemleri aralıksız devam ediyor. Bu eylemler Avrupa'ya da zarar vermekte. Dublin'de bunları tek tek anlattık. Ümit ederim etkili olmuştur.
