Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

Mısır çığır açtı

WASHINGTON

Ortadoğu'da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu bölgenin tarihi 11 Şubat 2011 öncesi ve 11 Şubat 2011 sonrası olarak, adeta yeni bir milat noktasıyla anılacak. Kahire'de geçen hafta yaşanan tarihi devrim sadece Arap âleminde değil bütün dünyada yankılanıyor. Ezberler bozuluyor. Yeni söylemler oluşuyor. Tarihe tanık olmanın getirdiği o benzersiz duygu hem Doğu'da, hem Batı'da sıradan insanların günlük hayatına yepyeni bir renk katıyor.
Ortak payda büyük heyecan. Dile kolay. Tam 30 yıllık bir saltanat yıkıldı. Tunus'ta başlayan fırtına, Mısır'da 18 gün içinde çığır açtı Artık küresel demokratikleşme ve halk hareketlerinin önlenemez yükselişinden bahseden Batılı uzmanlar için "Arap dünyası" bir istisna teşkil etmeyecek.
Son 30 yıldır, dünyada birçok diktatörlük birer birer yıkılırken Arap dünyasında statüko dimdik ayakta durdu. Kaderine razı olmuş gözüken Arap kitleleri, siyasi baskıların, polis devletinin, yolsuzlukların, despot liderlerin altında ezilmeye devam etti. İşte 11 Şubat devrimi bu gidişe dur dedi. Mübarek'e karşı ayaklanan milyonlar "Yeter, Söz Milletindir" dedi nihayet.
Yaklaşık bir jenerasyonluk bir gecikmeyle de olsa, bu bölge artık dünya ile bütünleşiyor. 1989'da başlayan ve Avrupa'da otoriter rejimleri yıkan demokrasi baharı nihayet Güney Akdeniz'e, medeniyetin başlangıç noktası Mısır'a ulaşıyor.
Mısır sadece Arap dünyasında yeni bir çığır açmakla kalmadı. Daha şimdiden Amerika'nın Arap dünyası ile ilişkilerinde yeni bir milat noktasından bahsetmek mümkün. Zor da olsa Obama yönetimi, doğru olanı yaptı.
Mübarek'in o çok sevdiği "ben gidersem radikal İslam gelir" nakaratına "yeter" demeyi başardı Obama. Mısır'da Tahrir meydanında toplanan milyonlara "evinize gidin" demedi Obama. Realist geçinen dış politika uzmanları, İsrail lobisi, İslam fobisi nedeniyle önünü göremeyenler ve FOX televizyonu gibi bilindik adresler "Mübarek'e destek olalım" dediğinde bu taleplere kulak asmadı Obama.
Tam tersine, Mısır halkının sesine kulak verdi Beyaz Saray. Tıpkı Erdoğan'ın yaptığı gibi Mübarek'e "artık senin zamanın doldu" dedi Obama.
Unutmayalım ki, bölgede Mübarek'e bu mesajı bu netlikle veren tek ülke Türkiye oldu. Türkiye bu konuda kendisiyle öğünmeye hak kazandı. Mısır halkı Türkiye ve Obama'dan gelen bu desteği unutmayacaktır.
Ama işin gerçeği o ki, 11 Şubat içerden gelen bir hareket olarak dış desteğe zaten muhtaç değildi.
Mısır'ın tarihini bu sefer dış mihraklar değil Mısır halkının ta kendisi yazdı.

11 Eylül 2001 yerine 11 Şubat 2011

Mısır devriminin bölge ve dünya için ne anlama geleceği konusunda önümüzdeki haftalarda çok şey yazılacak. Ama benim için daha şimdiden netleşen bir durum var. Batı dünyasının İslam dünyası ile ilişkilerinde 11 Şubat 2011, hafızalarda 11 Eylül 2001 tarihine oranla çok daha derin bir iz bırakacak.
Neden mi?
Çünkü 11 Şubat Arap âleminin en köklü, en büyük, en önemli ülkesindeki milyonlarca gencin Batı'da mevcut olan halk yönetimi ve demokrasiyi kendi ülkesinde de görmek istediğini haykırdığı gündür. Batı dünyası İslam dünyasını ve de özellikle Arap âlemini hep belirli bir korku, aşağılama ve egzotik duygular içinde izledi.
Bu "oryantalist" bakış "onlar bizden çok farklı" dedi hep. Ama şimdi işler değişiyor. 11 Şubat sonrasında ister istemez "onlar da bizim gibiymiş" demeye doğru gidiyor Batı.
11 Eylül Batı ile İslam arasında nasıl bir kırılma noktası olduysa, 11 Şubat Batı ile Arap dünyası arasında bağların tekrar kurulduğu bir buluşma noktası olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA