Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

Ermeni lobisi çok memnun

WASHINGTON

Bugünlerde Washington'daki Ermeni lobisinin keyfi pek yerinde. Neden olmasın ki? Ankara sanki adeta onlar için çalışıyor. Başbakanın Türkiye'de kayıtsız bulunan Ermenistan vatandaşlarını sınır dışı etme konusundaki tehditkâr ifadesi en çok Ermeni lobisine yaradı. Bu gidişle Türkiye ABD Kongresi'nde kendi tezlerini dinleyecek kimseyi bulamayacak. Ermeni lobisinin beceremediğini Türkiye kendisi başarıyor.
Ne kadar çelişki dolu bir durum değil mi?
Türkiye Ermeni lobisine karşı kendi tezlerini savunmak için Amerikalı lobi şirketlerine milyonlarca dolar veriyor. Bu paralar Türk vatandaşlarının cebinden geliyor. Ama bir hamleyle Ankara kendi kalesine öyle bir gol atıyor ki Washington'daki lobi çabaların hiçbir anlamı kalmıyor. Zamanlama ise gerçekten mükemmel. Bütün bunlar tam da Ankara Obama yönetiminden soykırım yasa tasarısının Kongre Genel Kurulu'na gelmeyeceği yönünde güvence talep ederken gerçekleşiyor. Bir ay sonra ise Obama'nın 24 Nisan açıklaması gelecek.
Peki, Obama yönetimi nasıl karşılıyor bu durumu? Brookings Enstitüsü'nde her yıl yapılan Sakıp Sabancı'yı anma toplantısında geçen hafta konuşmacı olan ABD Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Philip Gordon, Obama yönetimin, ABD Kongresi adına herhangi bir taahhütte bulunamayacağının altını açıkça çizdi. Gordon, arzulanmayan sonuçları engellemek için yapılması gereken en doğru işin, Washington Büyükelçimiz Namık Tan'ın en kısa zamanda görevine dönmesi olduğunu ifade etti.

'Türkiye tansiyonu düşürmeli'

Brookings'de, Türkiye konusundaki önemli konuşmasından önce bir basın toplantısı düzenleyen Gordon, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'de yasadışı bulunan Ermeniler konusundaki sözleri nedeniyle soru yağmuruna tutuldu. Türkiye ile ilişkilerde daha da ciddi gerilim istemediği için Philip Gordon, elinden geldiğince Başbakan Erdoğan'ın sözlerinin yanlış anlaşıldığını anlatmaya çalıştı. Zaten Türkiye'ye yakın olduğu için Ermeni lobisi tarafında yakın markajda tutulan Gordon bunun bedelini de geçen hafta boyunca Ermeni lobisinin ağır eleştiri ve suçlamalarına hedef olarak ödedi.
Şu aşamada artık hem Ankara'nın hem de Washington'un soğukkanlı davranması gerekiyor. Türkiye kanımca ABD ile tansiyonu düşürme yönünde bir adım atmalı. Ankara, nisan ortasında yapılması planlanan Washington'daki nükleer zirveye, ya Başbakan, ya da Dışişleri Bakanı seviyesinde katılmalı. Aksi takdirde ABD ile bütün ilişkilerin Ermeni meselesine endekslendiği yönünde bir izlenim ortaya çıkacak. Zaten Büyükelçi başkente çekilerek yeterince sert bir tepki verildi. Artık gerilimi daha da fazla artırmanın hiçbir anlamı yok. Zira Türkiye ve ABD'nin dış politika gündeminde İran gibi son derece önemli bir konu var. Türkiye bir an evvel tekrar bölgesel bir güç gibi davranmaya başlayarak Washington ile ilişkilerde ölçek düşürmek yerine ölçek yükseltmelidir.
Bu arada tabii ki Ermenistan ile normalizasyon konusunda da yaratıcı formüller üzerine kafa yorulmalı. Ortada sınır açma ve diplomatik ilişki yönünde iki protokol olduğuna göre burada bir manevra alanı bulunabilir. Mesela, Ankara Karabağ'da çözüm adına geçici olarak Ermenistan ile sınırı açma kararı alabilir. Ankara böylece protokollerden bağımsız olarak bir iyi niyet adımı atabilir ve karşılığında Erivan'dan da bir iyi niyet jesti beklediğini açıklayabilir.
Geçen hafta ifade ettiğim üzere, AK Parti dış politikada popülist eğilimler yerine cesaret ve vizyon göstermeli. Başbakan, Kıbrıs ve Annan Planı döneminde yaptığı gibi bugün de hep "bir adım önde" olma stratejisine geri dönerek 2011 seçimlerine reformcu kimliğiyle hazırlanmalı. Aksi takdirde AK Parti yükselmesine farkında olmadan katkıda bulunduğu ulusalcı ve milliyetçi dalganın altında kalacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA