Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

Cesur adımlar zamanı

WASHINGTON

Bazen böyle olur işte. En beklenmedik anda, en beklenmedik gelişme yaşanır. Bütün Türkiye Kürt açılımına endeksliyken, aynı şekilde zor ve ciddi bir açılım gerektiren Ermenistan dosyası unutulmuşa benziyordu. Ne de olsa AK Parti siyasi sermayesini, reformcu kimliğini ekonomik bir şekilde kullanmak istiyordu. Karşısında aşırı milliyetçilik ve ulusalcılık dışında bir şey bilmeyen bir hamasi muhalefet cephesi olduğu için, iktidar partisi reformcu adımlarını çok dikkatli atmak zorundaydı. Bu şartlar altında, Kürt meselesi bu kadar gündeme oturmuşken, "Ermenistan-Türkiye ilişkileri düzelmeyecek, normalleşme olmayacak, sınır açılmayacak" diyenler haklı çıkacak gibi gözüküyordu.
Ama beklenmeyen oldu. Türkiye ve Ermenistan son derece cesur bir adım atarak bütün dünyada ses getiren bir barış mesajı verdiler. "Diplomatik ilişki ve sınır açma konusunda prensipte anlaştık" anlamına gelen bir açıklama yaptılar. Bu amaçla hazırlanmış iki protokolle ilgili Türkiye ve Ermenistan'da yapılacak iç değerlendirmeler, altı hafta sürecek ve gerisi artık parlamentolara kalacak.
Eğer bir aksilik çıkmazsa, iki ülkede iktidarda olan partilerin parlamentodaki çoğunluğu nedeniyle protokollerin kabul edilmesi bekleniyor. Tabii ki Ermenistan ile uzlaşma konusuna temelden karşı çıkan bir kesim hiçbir şekilde iflah olmayacaktır. Ancak bu kesim şunu bilmelidir ki, eğer bu fırsat onlar yüzünden kaçarsa tarihi vebal altına gireceklerdir. Zira Ankara ile diplomatik ilişki kurma kararıyla Ermenistan, devlet olarak Türkiye'nin toprak bütünlüğünü de otomatik olarak tanımış olacak. Böylece Ermenistan iki ülke arasındaki sınırı belirleyen 1921 tarihli Kars anlaşmasını fiilen tanımış olacak.

Peki bu anlaşma Erivan'da nasıl algılanıyor?
Onların aşırı milliyetçi kesimi konuya nasıl yaklaşıyor?
İlişkileri her alanda geliştirmeyi amaçlayan ikinci protokolde Erivan açısından kuşkusuz en hassas mesele tarihi konuları ele alacak bir "devletlerarası komisyon" öngörülüyor olması. Unutmamak gerekir ki Türkiye'nin 1915'te yaşananlar için bir tarih komisyonu kurulmasına ilişkin teklifi AK Parti iktidarından önce belirlenmiş, hatta CHP ve MHP'nin koalisyon ortaklığında da geçerli olan bir öneriydi. Bu nedenle artık Türkiye'de bu alanda bir siyasi uzlaşma olduğunu varsaymak gerekir. Öte yandan, hem bu tarih komisyonu meselesi, hem de Kars anlaşmasının fiilen onaylanacak olması, barış isteyen Sarkisyan hükümetini aşırı milliyetçi muhalefetin ve 6 milyonluk Ermeni diasporasının hedef tahtası haline getirmiş durumda. O nedenle Erivan'daki hükümete bütün bu baskılara rağmen cesaret ve vizyon gösterdiği için saygı duymak gerekiyor.

Karabağ'daki işgal...

Bir de tabii ki bu meselenin Azerbaycan ve Karabağ cephesi var. Bilindiği üzere, 22 Nisan'da ilk kez açıklanan normalizasyon süreci sonrasında Başbakan Erdoğan 13 Mayıs'ta Azeri tepkilerini yumuşatmak için gittiği Bakü'de, "İşgal ortadan kalkmadıktan sonra kapıların açılması da mümkün değildir" demişti. Şimdi her ne kadar Ankara bu konuda geri adım atıyor gibi gözükse de aslında Türkiye bu normalizasyon süreci sayesinde hem Erivan hem de Washington üzerinde Azerbaycan lehine daha sağlam ve meşru bir şekilde baskı yapacak konuma gelmektedir.
Son olarak Türk dış politikasına son dönemde damgasını vuran yeni müsteşar Feridun Sinirlioğlu ve tabii ki Ahmet Davutoğlu'nun başarısını övmek gerekiyor. Türkiye'yi bölgesel bir güç olarak gören vizyon her şeyden önce Türkiye'nin kendi dış politika sorunlarına çözüm bulmasını gerektiriyor. Davutoğlu ve Sinirlioğlu, Ermenistan açılımı konusunda daha önceki siyasi ve bürokratik kadroların gösterdiğinden daha fazla cesaret göstererek Türkiye'nin hem bölgesinde hem de AB ve ABD ile ilişkilerinde büyük siyasi sermaye kazanmasına vesile oluyorlar. Mevcut sorunları ertelemek ve statükocu tavırlar sergilemek yerine, çözüm bulmaya yönelik girişimci, atak bir politika izlenmesi Türkiye'yi her alanda rakiplerinden bir adım önde tutacaktır. Türkiye bunun farkında olan cesur bir siyasi ve bürokratik kadroya sahip olduğu için şanslıdır. Zaman hem içeride hem de dışarıda bu cesur adımları atma zamanıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA