Letonya, Sırbistan ve Rusya'nın aksine tempoyu çok seven ama hızlı oynarken de doğru şutu bulmakta zorlanmayan takım. Üstelik Kristaps Porzingis gibi 2.21 boyu olmasına rağmen rakibin kısa oyuncusunu savunup, hücumda da tutulması imkansız bir yıldızları var...
Türkiye ise mücadeleye topu sürekli pota altına indirerek başladı. Melih Mahmutoğlu'nun hücumda alev aldığı ilk 10 dakikada skorumuzu bire birlere dayandırırken rakibimiz Letonya sıkıştırmalı savunmamıza karşı topu çok iyi çevirip hep boş adamı buldu.
Başa baş geçen ilk periyodun ardından rakibin temposuna cevap verme yanlışına düşünce hücumlarda çok hata yapmaya başladık. Rakibin Davis Bertans ve Blums ile kenardan aldığı katkı da ilk yarıyı 9 sayı geride kapatmamıza neden oldu.
İkinci yarının başında Kristaps Porzingis ile seviye atlayan Litvanya, Blum'un da dış atışları ile 14 farkı bulsa da pes etmedik ve farkı ikiye kadar indirdik ama her geri dönüşün bir bedeli vardır. Rakip her oyuncusu ile sayı üretirken biz bunu başaramadık ve kaybettik.
Letonya'nın 28 asistine karşı 11'de kalmamız, kaçırdığımız serbest atışlar da sonuçta etkili oldu. Ancak Porzingis'in 28 sayı, 7 ribaunt ve 3 blokluk performansı da inanılmazdı ama bizi yere yıkan Letonya yedeklerinin ürettiği toplam 45 sayı oldu...
Her şeye rağmen böyle zorlu bir gruptan çıkıp son 16'ya kaldık. Pazar günü turnuvanın favorisi İspanya karşısında da elimizden geleni yapacağız artık...