Galatasaray, kazanmak arzusuyla çok etkili bir ilk yarı sergiledi. Rakibin en önemli hücum silahı Gradel'in yokluğu başta Boey olmak üzere defans bloğunu çok rahatlattı. Boey de sık sık hücumlara destek verdi. Atılan gol dışında kaçanlar da var. Aslında Sivas için tek farklı yenilgiyle devreyi bitirmek ikinci yarı için bir ümitti. Galatasaray ikinci yarı her zamanki gibi fiziksel sorunlarla duraklama devrine geçti. Bu arada Okan Buruk, değişikliklerde çok geç kaldı ama o dönemi hasarsız atlattı. İlk doğru hamlelerinde oyunu dengeledi ama Sivasspor, hazırlanışı ve yapılışı güzel bir golle beraberliği yakaladı. Sonra Buruk'tan diğer hamleler geldi. Dar kadro ve sakatlar yüzünden Rıza hocanın değişikliklerinden Sivas hiçbir fayda bulamadı. Üstelik 67 dakika oynayan Ahmed Musa bu işi bırakmış. Sonra Galatasaray üstünlüğü tekrar ele aldı ve yapısı santrfor görevine uymasa da Barış Alper ile galibiyet golüne ulaştı. Mertens deneyimiyle çok faydalıydı, Barış Alper galibiyeti getirdi, Boey çok iyi oynadı ama uzun maç eksiğinden sonra herkesin eleştirdiği Berkan, Torreira'dan fazlasını verdi bana göre. Yine çok komik bir VAR kararına şahit olduk. Dünyanın hiçbir liginde böyle bir pozisyon için VAR müdahil olmaz. Erkan Özdamar gitti, 15 kere seyretti, bir şey bulamadı, sonra beynine büyük takım baskısı geldi ve golü iptal etti. Maçın son anlarında da içinde Nelsson'un bulunduğu penaltı pozisyonu vardı. Hakem bunu görmedi. Burada herkes düşünebilir, "Öncesinde net ofsayt varken neden VAR çağırdı?" diye. Ama FIFA ve UEFA'nın yeni kurallarına göre yapılmış bir çağrı bu. Hakemin hatasının görülmesi ve penaltı yanlışına düşülmemesi için… Yani hakemi kurtaran ve doğru çağrı… O çağırma sonundaki hakemin anlatımı da doğru.