Yeri geldikçe sık sık vurgularım; futbol çok ilginç bir oyun diye. Bazen 90 dakikada öyle sürpriz değ-i şimler olur ki kimse tahmin edemez. Futbolun cazibesi de budur aslında. Fransa gibi güçlü ve deneyimli bir takım 75 dakika sahada yoktu. Ama 80. dakikada Arjantin'in gereksiz yere neden olduğu penaltıda fark bire indi. Bir dakika sonra da beraberlik golü geldi. Sonrasında ise müthiş bir final sahne aldı, adeta nefesler kesildi. Çok kötü onayan Fransa 2-2'den sonra maçı da bitirebilirdi. Uzatmada kontrol Arjantin'deydi. Sonuçta Messi'nin golü ile uzatmanın 2. devresinde öne geçtiler. Ama yine her şey bitmemişti. Bir penaltıda skor tekrar berabere. Uzatmanın son saniyesinde maçın en net pozisyonunda Martinez çok zor kurtardı. Penaltılarla kazanan Arjantin Dünya Şampiyonu oldu. Messi nihayet muradına erdi. Bana göre de hak ettiler. Finalde çok şahsiyetli futbol oynadılar. Takımın görünmeyen kahramanı De Paul'dü. Tabii ki Messi ile birlikte bir numaralı faktör de Di Maria'ydı. Fransa da çok kötü oynadığı finali az kalsın son saniyede kazanıyordu. İşte futbol böyle bir şey. Mbappe hat-trick yaparak ve gol kralı olarak hakiki genç bir yıldız olduğunu kanıtladı. Teknik direktörlerin 2 büyük hatası gözüme çarptı. Scaloni, ileride top tutan Di Maria'yı erken çıkardı. Deschamps da ilk yarıdaki iki değişikliğinden sonra Mbappe'yi 25 dakika yapısına hiç uymayan santrforda oynattı! Bu maçın müthiş olmasındaki bir etken de hakemdi. Polonyalı mükemmel performans gösterdi.