Sezon sonu gelmiş, iki takımın da bir hedefi yok ama beklenmedik bir şekilde gollü ve seyir zevki yüksek bir maç. Sivasspor'un oturmuş bir saha içi düzeni var. Ziraat Türkiye Kupası'nda da final kovaladıklarından fizik olarak hazırlar. Bu tabloda Galatasaray'ın oyunu domine etmesi mümkün değildi, öyle de oldu. İlk devre Sivasspor'un kontrolündeydi ancak Galatasaray, organize bir atakla güzel bir gol attı. Az kalsın zamanlamayı ayarlasa Babel ile iki farkı da bulacaktı. Bu da futbolun ilginçliğinden kaynaklanıyor. Sivasspor devre biterken yine güzel bir golle skora denge getirdi.
İkinci yarı Torrent'in büyük yanlışı ile başladı. Rakip organize ve birçok yönden senden daha üstün. Böyle bir durumda orta sahadan oyuncu çıkarıp ikinci santrfor oyuna sürülmez. Aslında Halil gayretliydi, penaltının da yaratıcısıydı. Halil'i oyuna aldığında Gomis'i çıkartmalıydın. Bu devrede Sivas iki gol attı, daha fazlasını da bulabilirdi. Galatasaray vefalı seyircisine mahcup olmamak için son yarım saatte biraz hareketlendi ve reaksiyon vermeye çalıştı ancak sonuç alamadı.
Dün gece göze çok hoş gelen goller vardı. Galatasaray ve Sivasspor'un birinci golleri, en güzeli de Ahmet Oğuz'un tabii ki jeneriklik golüydü. Kerem sezonun ağır yükünü sırtında taşıdığından dün gece takımına kazandırdığı penaltı dışında fazla aktif olamadı. Babel, fizik açıdan güçsüz, Emre Kılınç kalitesindeki bir futbolcunun da bu kadar kötü oynaması anlaşılır gibi değil.