Dün gece karşılıklı hataların olduğu, kopuk kopuk bir futbol izledik. Galatasaraylı futbolcular hırslıydı. Kötü gidişe son vermek istiyorlardı. Ancak garip orta saha kurgusu ile oyunu domine etmeleri ve organize olmaları mümkün değildi. Kırk yıl düşünsem Van Aanholt-Alpaslan-Cicaldau'dan bir orta saha oluşturmak aklımın ucuna bile gelmezdi.
İlk yarıda Galatasaray iki pozisyon kaçırdı. Kalesindeki bir korner dönüşünde de kontratakta, 31'inci dakikaya kadar sahada hiç görünmeyen Halil, güzel götürdüğü atağı kaliteli bir plase ile golle sonlandırdı. Ama Kasımpaşa maçın başında Umut'la net bir gol kaçırmıştı. Devre biterken de Donk ile beraberlik golünü attı.
İkinci yarıda Galatasaray yine golü bulmak istiyordu ve o aradaki tempoda da maçın kırılma anı geldi. Kasımpaşa'nın hediye ettiği bir pozisyonda Kerem yüzde yüzlük fırsatı aynı pozisyonda iki kere kaçırdı. Kısa süre sonra da Kasımpaşa'yı öne geçiren gol geldi. Ondan sonra teknik direktör Torrent'in oyuncu değişiklikleri başladı. Aslında Kasımpaşa önde olmasına rağmen açık oynuyor, yanlış yapıyordu. Çünkü deplasmanda galipsin, rakibin de üç tane sprinteri var. Ama Galatasaray o kadar kötüydü ki bu ortamdan da faydalanamadı. Üstüne üstlük uzatmada da üçüncü golü yedi
Hem takım hem yönetim hem taraftar için zor günler başlıyor. İspanyol teknik direktör de eğer böyle kadroda ve taktikte harakiri tipi maceralara devam ederse kaostan kurtulmak daha da zor olur.
Kasımpaşa dünkü galibiyetle 4'te 4 yaptı. Gerçekten çok büyük bir başarı. Takım halinde iyi oynamaya çalıştılar. Bir kişi öne çıkacaksa "Donk" derim. Yalnız yeni yabancıları Mamadou Fall çok enteresan bir oyuncu. Kısa sürede adından ciddi biçimde bahsedileceği görüşündeyim. Hakem Numanoğlu neticeye tesir etmeyen bazı hatalı kararlar verdiyse de çok büyük iki artısı vardı. Biri her zamanki gibi çok soğukkanlıydı. İkincisi de objektifti. En önemlisi de bu...