Bu sezon hem ligde hem de Avrupa'da kötü performans gösteren iki takımın derbisinde mücadele vardı ama kalite yoktu. Maça Beşiktaş iyi başladı ama gol F.Bahçe'den geldi. Yeri geldikçe vurgularım; forvet oyuncusu defansa yardım için '18 içine' geldiğinde tehlike var demektir. Nitekim Larin, gereksiz penaltıya neden oldu. Beşiktaş, Josef'in güzel golü ile beraberliği bulup moral kazandı. Dengeleri lehine çeviriyordu ki Vida'nın büyük hatası ile tekrar skor dezavantajına düştü. 2. devre ile birlikte oyunu domine eden Beşiktaş'tı. Bu da beklediğim bir şeydi. Çünkü kadrosu daha çok birbirini tanıyanlardan kurulu. F.Bahçe ise tam tersi. Sonuçta Beşiktaş bu baskının semeresini beraberlik golü olarak buldu. Sonrasında öyle bir saha içi görüntüsü meydana geldi ki her iki takım da kazanabilirdi. Sonuçta maç beraberlikle noktalandı. İki takım da Trabzonspor'a devre bitmeden "Şampiyonluk artık senin elindedir" mesajını verdiler. Pereira çok kötü bir teknik direktör. Oyuncu değiştirmekten korkan insandan teknik direktör olmaz. Değişik kadrolar ve oyuncuların görev yeri ile sürekli oynamak en büyük yanlışı. Dün de şapkadan tavşan çıkardı. Szalai, orta sahanın solunda oynadı. Beşiktaş, sağ kulvardan dalga dalga gelirken Mesut doğal olarak geriye yardım etmiyor. Ama 'Mesut'u sakın çıkarma' talimatı verilmiş, o da kabul etmiş. İradesiyle karar verse mutlaka çıkaracak. Beşiktaş, sonuca üzülmez. Zaten şampiyonluk şansı yok. En azından 50 bin ateşli taraftar önünde kaybetmedi. Medyada çok yanlış teşhisler yapılıyor. Ben Batshuayi için kendine bakmıyor, fizik olarak düşüş içinde diye defalarca vurguladım. Geçen hafta hiçbir şey oynamazken son 5 dakikada 2 gol-1 asist katkısı verince methiyeler düzüldü. Dün takımın en kötüsüydü. Sahanın yıldızları iki gerçek profesyonel Josef ve Crespo'ydu.