Gaziantep presli, tempolu ve disiplinli bir anlayışla maça başladı. Geride iyi kapanıyorlar, orta sahada etkili pres yapıyorlar ve her kazandıkları topta da rakip kaleyi tehdit eden ataklar geliştiriyorlardı. Beşiktaş ise uzun süre maç öncesi düşündüğü planların hiç birini sahaya yansıtamadı. Ancak 30. dakikada ev sahibinin sürekli rakip defansı hırpalayan sprinter santrforu Dicko sakatlanıp çıkınca Beşiktaş rahatladı, oyunu kontrol altına aldı.
İkinci devreye Sergen Yalçın, NKoudou'nun yerine Larin'i alarak başladı.
Kanadalı oyuncu da ilk 10 dakikada ciddi şekilde Gaziantep defansını zorladı. Ama sonuca gidemedi. Bütün bunlara rağmen bana göre ilk yarının en çaılşıkan isimlerinden biri olan Nkoudou çıkmamalıydı.
Beşiktaş baskıyı arttırırken, rakip de iyi direniyordu. Bu arada sahneye Sergen Yalçın çıktı. Hazır olmayan, arkadaşlarını tanımayan iki yeni transferi, Teixeria ve Batshuayi, birden sahaya sürdü. Ve de bir anda saha içi dengeleri tersyüz oldu. Artık oyunu domine eden Gaziantep idi. Bir tanesi yüzde yüzlük pozisyonda Jefferson altı pastan bomboş durumda topu auta attı. Diğerinde de kaleci Ersin'in başarılı kurtarışı vardı. Sonuçta puanlar paylaşıldı.
Maçta talihsiz bir an yaşandı. Sahanın en iyisi N'Sakala ani bir rahatsızlık geçirdi. Bu da iki takımın oyuncularını ve teknik heyetleri strese soktu. Neyse ki N'Sakala hakkında aldığımız bilgiler olumsuz değil. Beşiktaş'ta en büyük hayal kırıklıklarından biri de Ghezzal ve Kenan'ın hiçbir varlık gösteremeyişleri idi. Gaziantep ilerisi için ümit veren bir futbol sergiledi. İyi futbolcuları da var.
Dün gecenin iyisi Djilobodji idi...