Dün gece Azerbaycan ile oynadığımız hazırlık maçını kazandık. Ancak 90 dakika boyunca istediğimiz biçimde oyunu kontrol altına alamadık. Ciddi de üretkenlik sıkıntısı çektik. Attığımız iki gol de duran toptan geldi. Tabii ki değişik bir kadroyla çıkmamız, maç içinde de yaptığımız çok sayıdaki oyuncu değişiklikleri nedeniyle kolektif bir futbol sergilememiz zaten mümkün değildi.
Gelelim benim genel gözlemime; Milli Takımımız'ın hazırlık maçlarına bol rotasyonlu kadrolarla çıkmasına karşıyım.
Bugüne kadar bunun iki önemli nedenini yeri geldikçe defalarca vurguladım. Birincisi; futbolumuzun oturmuş bir sistemi olmadığından bu rahatsızlığı en aza indirecek formül, kadro istikrarıdır.
İkincisi de bol rotasyonlu kadroda ciddi uyum sıkıntısı yaşanacağından gözlemlemek istediğiniz isimlerin performansı hakkında net fikir sahibi olamazsınız. İşte dün gece de bunun örneklerini gördük.
Halbuki ideal kadroların içine görmek istediğiniz oyunculardan 3-4 değişiklik yapılsa, onların da katkıları artar.
Dün gecenin bana göre en ilginç yanı, Şenol Hoca'nın üçlü defans uygulatarak maça başlamasıydı. Ben Şenol Hoca'nın ne bundan önceki Milli Takım döneminde ne de kulüp takımlarında hiç üçlü defans oynattığına şahit olmadım. Hele böyle kritik bir Avrupa Şampiyonası öncesi bu iş nereden çıktı diye epey bir kafa yordum. Aklıma bir tek şey geldi; 'Elimde çok sayıda güçlü ve başarılı stoperler var. Hiç olmazsa bunlardan bir tane daha fazla kullanayım' mı dedi acaba?
Bütün sezon takımının her maçında görev yapan Halil Akbunar'ın sakatlanması da beni çok üzdü. İnşallah ciddi değildir.