Fenerbahçe ilk yarıda her yönüyle çok olumsuz bir futbol sergiledi. Tempo düşüktü, organizasyon her zamanki gibi yetersizdi. Topa sahip olma oranındaki (%76) büyük üstünlüklerine rağmen devre boyunca tek net pozisyon yoktu. Esas sorun alışıldığı gibi ileri uçtaydı. Samatta ve Sinan fizik olarak çok yetersizlerdi. Valencia ise 1-2 verimsiz patlama yapabiliyordu. Ozan Tufan da yorgundu... Bu tabloda Pelkas'ın gayretleri de bir sonuç getirmedi. Bu yarıda tek pozisyona da Denizlispor girdi ama değerlendiremedi. İkinci yarıda ilk devreye göre farklılık Fenerbahçe'nin biraz tempoyu arttırarak yoğun baskı kurmasıydı
Yine bilinçli atak geliştirmiyor ama arka arkaya duran top ve kornerler ile kale önü karambolleri gündeme geliyordu. Denizlispor bu baskıyı kıramadı. Sonuçta geliyorum diyen gol kornerden geldi. Sonra yine tempo düşüklüğü, risk alan rakip karşısında etkili ataklar 2 tane dışında gelişmedi. Sonuçta önemli bir üç puan kazanıldı.
"Fenerbahçe düne kadarki performansı ve dün geceki görüntüsü ile bundan sonra seri galibiyetler alabilir mi?" sorusunun akıllara gelmesi normal. Ben öyle bir ışık görmüyorum. Nedenine gelince: İleri uçta ciddi problem var. Samatta gol attı ama başka hiçbir önemli icraatını görmedim. Zaten sezon başından beri de güçsüz... Emre Belözoğlu genç yetenek Osayi'ye güvenmemiş ki maç eksiği olan Sinan'a ilk 11'de şans verdi. Tabii ki bir katkı gelmedi. Ama sonradan yerine giren Osayi de tam bir hayal kırıklığı idi... Sonuçta Emre Belözoğlu'nun orta sahayı oturtmak için bol malzemesi var ama ilerisi çok sıkıntılı.
Denizlispor dün centilmence bir mücadele verdi. Ama izlenimime göre takım halinde kümede kalacaklarına dair inançları kalmamış... Yoksa bu durumdaki bir takım hakeme itiraz dahi etmeden, bir sarı kart dahi görmeden maç bitirir mi?