F.Bahçe'nin tek kale oynadığı bir ilk yarı izledik. Ancak ofansif girişimler alışılmış biçimde plansız, programsız ve etkisizdi. Baskıda üretkenlik şansı duran toplara, karambollere ve Caner'in kavisli ortalarına kalmıştı. Hücumlarda riskli anlayış, aşırı acelecilik oyun düzeni oturmayan bir takımda büyük handikap teşkil eder. 9. dakikada bir takım 50 metre genişlikte yakalanıp, bir kontratak golü yemez. Bunun hiçbir teknik mazereti olamaz.
F.Bahçe yoğun baskısına ikinci yarıda artırarak devam etti ama kapalı savunmayı açacak hiçbir varyasyon yapılamadı. F.Bahçe ile ilgili analizlerimdeki haklılığım dün gece bir kere daha ortaya çıktı. F.Bahçe'nin santrforu yok diye defalarca vurguladım. Thiam, Valencia, Samatta ve Cisse'den gram fayda yok. Hepsi fiziki açıdan tükenmiş oyuncular. Mesut transfer edildiğinde şöyle bir görüş paylaştım; 10 ay futboldan uzak kalmışsan, fizik olarak iyi duruma gelmen çok zaman alır. Ayrıca takımda Mesut'un yetenekleri için fırsat verecek bir forvet tipi de yok. İşte bu da dün gece ortaya çıktı. Sonuçta F.Bahçe, öyle bir yara aldı ki fikstür zorluğu ve takımın olumsuz gidişatına baktığımızda bu kayıp pek onarılacak gibi görünmüyor. Erol Bulut o kadar teknik adam yanlışları yapıyor ki, hangisini anlatalım? Oyuncu değişiklikleri hatalı. Artık oksijeni bitmiş Mesut varken takımın en savaşçısı ve hırslısı Caner'i çıkardı. Sonra F.Bahçe çok kritik bir frikik kazanıyor, Mesut'un yanında yine çok önemli frikik ustası Sosa var, Valencia atıyor. İyi ki bir maçta, bir frikik golü attı.
Göztepe çok iyi mücadele edip, çok iyi savunma yaptı. Yalnız Halil'in işi bitirecek pozisyondaki egoistliği de affedilecek gibi değil. En çok Atınç'ı beğendim. Ünal Karaman'a da tek eleştirim; hiçbir şey yapmayan Jahovic'e 74 dakika sabretmesiydi.