Başakşehir çok formsuz ve moralsizdi. Üstelik çok önemli eksikleri vardı. Ancak işe yeni başlasa da Aykut Kocaman'ın iyi yerleşimli, alan daraltan savunma kurgusu ve kontrollü futbol uygulatan bir teknik adam olmasını gözardı etmemek gerekirdi. Öyle de oldu. Galatasaray 45 dakika oyunu domine eden taraftı ama bilhassa kendi sahasında ilk devrelerdeki alışılmış pozisyon üretkenliği hiç yoktu. Çünkü rakip, geride boşluk bırakmıyor, topla çıkarken de hücum prese pas hataları ile takılmıyordu.
Oyun Galatasaray için çok zor gidiyordu. Devre sonuna kadar tek pozisyon bulamadılar. Ama penaltıyı Muslera kurtarıp devre biterken de atılan gol kara bulutları dağıttı. İkinci devre karşılıklı ataklarla geçti. Yine de iş kolay gözükmüyordu ama kornerden fark ikiye çıkınca maçın da sonucu belli oldu. Galatasaray çok kritik derbi deplasmanına kayıpsız gitmiş oldu.
Dün gecenin yıldızı Donk'tu...Defansta da oynasa ön liberoda da oynasa çok kritik anlardaki asistleri ve golleri ile takımına hayat veriyor. Dün zor geçen oyunda mükemmel bir orta ile ilk golün asistini yaptı. İkinci yarıda da mükemmel bir kafa vuruşu ile maça noktayı koydu.
Onyekuru Monaco'dan gelir gelmez iki maçta da önemli katkılar verdi. Mostafa Mohamed için yorum yapmak erken. Güçlü bir fizik yapısı var. Ama yeni bir ülkeye gelen ve arkadaşlarını tanımayan bir oyuncunun bir an önce uyum sağlaması için en zor görev yeri santrfordur.
Aykut Kocaman zor durumdaki takımına daha ilk maçta birkaç önemli dokunuş yapmış ama oyuncu değişikliklerini ikinci golden yapmalıydı.
Hakem Arda Kardeşler genelde iyi yönetti maçı. Ama Donk'un Demba Ba'ya yaptığı çok net penaltıyı çalmadı. VAR da 'Aman ikinci kere çağırıp da başıma iş almayayım' dedi.