Önemli eksikler olsa da eğer deplasmanda G.Saray ile oynuyorsan bilhassa ilk 30 dakika iyi yerleşimli, kalabalık, alan daraltan bir savunma kurgusu uygulayacaksın. Ayrıca prese takılmamak için geriden pas yaparak çıkmayıp uzun toplar kullanacaksın. Bu iki önemli stratejiyi uygulamayan takımların ilk yarıları ciddi hasarsız atlatmaları tesadüflere bağlıdır. Denizli daha 30. saniye dolarken olumsuz yönden ilk sinyali verdi. G.Saray istediği saha içi ortamını bulunca birçok kaliteli ismi fizik açıdan hazır olmasa da güzel gollerle iki farklı skor avantajı yakaladı. Sonra biraz aktif dinlenmeyle topu belli bir süre rakibe bıraktılar. Devre biterken de Donk'la skoru garantiye alan üçüncü golü buldular
İkinci devre Denizli golle başladı ama o kadar ne yaptıkları anlaşılmıyordu ki bu golün moralini dahi değerlendirecek durumları yoktu. G.Saray fizik gücünü zorlamadan bulduğu rahat boşluklardan üç gol daha attı. Sonuçta da 3 puanı yıpranmadan kazanmış oldu.
Tabii en önemli kazanç takımın temel direklerinden Muslera'nın dönüşü. İlk yarıda bir ve son 15 dakikada iki önemli kurtarışla kendisinin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı.
Dün gece görüldü ki başta en önemli yetenek Arda olmak üzere diğer önemli isimler Feghouli, Babel, Emre Akbaba gibi oyuncular fizik açıdan hazır değillerdi ama işi bilen oyunculardı. Rakip de her türlü imkânı verince onlar da işlerini en doğru şekilde yaptılar. Bu kadar önemli eksiklerle ve hazır olmayan oyuncularla alınan 3 puan ve farklı galibiyet başarı sayılmalıdır. Ama dünkü görüntü hafta sonu Malatya deplasmanı için geçerli değil. Tahmin ediyorum, Terim zor deplasmana dün geceki takım tertibiyle başlamayacak.