Dün gece 43. dakikaya kadar saha içi görüntüsü şöyleydi: Ciddi eksikliklerine ve moral bozukluğuna rağmen prestij için sahaya çıkan hırslı ve kazanmak isteyen bir Galatasaray, buna karşılık 'Bu angarya maç da nereden çıktı' diye takım halinde uyuşuk, hücuma çıkamayan bir Alanyaspor. Erol Bulut'un Efecan'ı hiç başarılı olamayacağı sol önde görevlendirmesi işgüzarlıktı. İlk yarıda üretkenlik sıkıntısı yaşasa da oyunu domine eden Galatasaray'dı. Ama devrenin son iki dakikasında beklenmedik şeyler oldu. Efecan gerçek yeri sağ kulvara geçince, burada yaptığı asistle takımına ilk pozisyonda skor avantajı getirdi. Hemen sonrasında da Seri'nin hatasında Cisse farkı ikiye çıkardı. Ama Adem Büyük devre biterken takımına umut getiren golü attı. İkinci devreye çok etkili ve tempolu başladı. Pozisyonlar da buldu ama değerlendiremedi ve de Alanya iki gol daha bulup işi bitirdi.
Ama bugüne kadar yeri geldikçe sık sık vurguladım, büyük kaleci Muslera Galatasaray takımının 1 numaralı temel direği diye. Muslera sakatlandıktan sonraki son 5 maça bakalım: 'Kaybedilen puan 13, yenen gol 13.' Her şeyi ifade ediyor. Linnes çok iyi bir insan ve gerçek bir profesyonel hem de iyi bir oyuncu. Sağ bek de oynuyor, sol bek de. Mariano ve Saracchi'nin genel performanslarını göz önüne aldığımızda Fatih Terim'in Linnes'i devamlı yedek tutmasına anlam veremiyorum. Bu skor Alanya'yı aldatmasın. Kupa finalini erken düşünüp diğer maçları angarya kabul edersen sonu büyük hüsran olur.