ÜÇ yeni orta saha transferine ilaveten bu sene gelen Babel ve de takıma geç katılan Falcao'yu göz önüne aldığımızda Galatasaray'ın saha içi kurgusunun erken oturması mümkün değildi. Bu yüzden de sezon başından beri istenilen düzenden uzak bir Galatasaray meydana geliyordu. Dün gece rakip PSG'ydi. Başta yıldız oyuncu Neymar olmak üzere Cavani ve Mbappe gibi 3 çok önemli eksiği vardı. Ama derin kadrosuyla Şampiyonlar Ligi'nin favorileri arasında güçlü bir ekipti. Fatih Terim bu maç için üçlü defans uygulatmayı düşünmüş. Bu üçlünün doğal olarak maç başında uyum sağlaması mümkün değildi. Rakibin presi karşısında kolay toplar da kaybedilince ilk 20 dakika PSG ile Muslera arasında geçti. Bu dakikadan sonra Galatasaray, seyircisinin müthiş desteğiyle sahaya sınırsız enerji yansıtmaya başladı. İkili mücadelelerde istek vardı. Takım savunmasındaki ciddi arızalar giderildi ve de devre sonuna kadar oyunun kontrolünü rakibe vermediler ama hücum gücü hiç yoktu.
İkinci yarıda ise bir anda kontrolden çıkıp, riskli bir ofansif anlayış gündeme geldi. Halbu ki oyunu ilk yarıdaki gibi tutmak çok önemliydi. Aslında Di Maria'dan bir uyarı da geldi. Bomboş kaleci ile karşı karşıya kaldı ama Muslera çok başarılıydı. Bundan kısa süre sonra da gol geldi. Sonrasındaki denemeler seyircinin bitmeyen desteği ile gerçekleşti ama sonuç değişmedi. Aslında dünkü maçtan en kötü bir beraberlik çok rahat çıkabilirdi. Real Madrid'in de sahasında Club Brugge ile berabere kalmasıyla çok ilginç bir durum oluşabilirdi ama olmadı.