G.Saray ilk devrenin ortasına kadar oyunu karşı alana yıktı. Yalnız bu baskıda alışılmış Türk Telekom temposu yoktu. Bunun iki nedeni olur. İlk nedeni Porto maçının yorgunluğu ikincisi ise Antalya'daki hava sıcaklığı. Galatasaray'ın beklediği Ömer-Rodrigues ile kanat organizasyonuna işlerlik kazandıramayınca, Terim görev değişikliğine gitti. Onyekuru'yu sola, Rodrigues'i sağa çekti. Devre ortasından sonra Antalya hızlı öne çıkışlarına başlayınca, G.Saray'ın sprinter oyuncularına elverişli ortam çıktı. Devrenin son 10 dakikasında da G.Saray adına tehlikeli girişimler oldu. İkinci devre tamamen G.Saray'ın yoğun baskısına döndü. Ama sağdan soldan yapılan tüm ortalar Diego- Celustka'ya takılıyordu. Çünkü Sinan'ın yapısı nokta santrfor değildi. Terim, mutlaka bir formül üretmeliydi. Bu yüzden Sinan'ın yanına, doğru bir hamle ile Maicon'u sahaya sürdü. Bu da bir şey ifade etmeyince, bu sefer Donk'u da aldı. Ve son hamlesi tutunca, son anlarda 3 puan Donk'un kafası ile geldi. G.Saray için en önemli şans Antalya'nın topa sahip olma oranının ligin en yetersiz takımı olmasıydı. Bu devrede G.Saray'ın hücumlarının odak noktası Mariano'ydu. Çünkü önemli özellikleri olan çok iyi bir ofansif bek. Ömer de elinde geleni yaptı. Ben Belhanda'yı da istekli gördüm. Porto maçından sonra 3 puan almak hele de lider konumda iken çok önemliydi. Antalyaspor'un kısıtlı kadrosu var. Diego ve Celustka çok iyi oynadılar. Bülent Korkmaz'ın tek hatası ikinci devre Cissokho'nun önünde Mariano'nun ataklarına bir tedbir düşünmeyişiydi.