Kritik derbide Beşiktaş ikinci yarıdaki üstün performansıyla 3 puanı 3 golle kazandı. Şenol Güneş'in en önemli doğrusu, futbolda orta sahanın ne kadar önemli olduğunu düşünerek Talisca yerine Oğuzhan'ı tercih etmesiydi. Oğuzhan, Tolgay, Atiba birbirlerini iyi tanıyan ve oyunun iki yönünü oynayabilen orta sahalar.
Beşiktaş, derbide ilk yarıda kontrolü elinde tutmasına rağmen üretken olamadı. Galatasaray'ın bilhassa defansif yönü de olan Feghouli'nin Denayer'e yardımıyla Quaresma ve Gökhan Gönül'ü etkisiz hale getirmesi, Beşiktaş'ın en akıcı hücum etkinliği olan sağ kulvarı tıkadı.
Aynı şeyler Babel'in kulvarı için de geçerliydi. Aslında ikinci yarı başındaki golden sonra G.Saray riskleri alana kadar Quaresma, Cenk ve Babel'den beklenen performans gelmedi.
Maçın genelinde Beşiktaş'ın orta sahası ve defans bloğu çok başarılıydı. Şenol Güneş'in hem ligin ikinci yarısını hem de çok önemli Şampiyonlar Ligi'ni düşünerek, Negredo'yu daha fazla kullanıp kazanması lazım. Örneğin Tosic'in ikinci golünden hemen sonra Negredo'yu almalıydı.

Tudor skorda geri düştüğünde acele bir şekilde risk almaktan vazgeçmeli

G.Saray'ın iki büyük sıkıntısı var. Birincisi Ndiaye ile Belhanda'nın defansif yönlerinin yetersiz oluşu ve devamsızlıkları.
İkincisi de kadro derinliği yok.
Hiçbir maçta kulübeden gelecek hamle işin seyrini değiştirecek nitelikte değil. Beşiktaş'ın derbideki ilk 11'ini göz önüne aldığımızda kulübedeki isimler Talisca, Negredo, Lens, Mitroviç ve Medel. Bunlara cezalı Caner ve sakat Necip'i de katarsak ne kadar önemli bir kadro derinliğine sahip olduğunu görüyoruz.
Tudor'un şunu çok iyi anlaması lazım:
Bilhassa zorlu deplasman maçlarında skor dezavantajına düşünce ve önünde bunu telafi edebileceği uzun zaman varken acele bir şekilde tüm riskleri almaması lazım. Bu yanlışlar Başakşehir ve Beşiktaş maçlarında farklı yenilgileri getirdi.
Süper Lig yeniden başladı...
Bu haftadan itibaren ligin sonuna kadar fikstür avantajı Galatasaray'da...
Bakalım ilk devre sonunda ortaya nasıl bir puan tablosu çıkacak?

GİDİŞAT AYDINUS'U KURTARDI!

Derbiyle aynı saatlere rastladığından kayda aldığım Arsenal- Manchester United maçının tamamını neticeyi öğrenmeden takip ettim. 90 dakika inanılmaz temposu, pozisyonları ve Manchester United'ın kalecisi De Gea'nın 5 tane mucize kurtarışıyla mükemmel bir futbol ziyafeti izledim.
Arsenal 2 farklı skor dezavantajına rağmen pes etmiyor. Rakip son 15 dakika 10 kişi kalmış, yükleniyorlar. Bitime uzatmalarla 8-10 dakika varken hakem Welbeck'e yapılan yüzde 100'lük penaltıyı vermedi.
Hem de 2 farklı yenik durumdaki ev sahibi lehine ve maç bitti. Hakem son derece rahat sahadan çıktı. Çünkü orada bizdeki gibi dünyada benzeri olmayan hakemlere baskı yok.
Fırat Aydınus ilk yarıda Beşiktaş lehine bir penaltıyı vermedi. İnanılmaz bir aleyhte protesto başladı. Bu psikoloji içinde ikinci yarı iş sıkışsa Aydınus büyük ihtimalle yoğun baskı karşısında takdir haklarını Beşiktaş lehine kullanacaktı.
Çünkü bu bizde alışılmış bir olay. Ama erken gol ve maçın gidişatıyla buna gerek kalmadı. Derbi sonrası Aydınus gündemde yoktu. Ama Beşiktaş kazanamasaydı maç ikinci plana gidecek ve Aydınus uzun bir süre belki de hafta boyunca hem medya hem de Beşiktaş yönetiminin hedefi olacaktı. İşte böyle bir ortamda hakemlerimiz büyüklerin diğer maçlarında ve de derbilerde nasıl zihinsel olarak sağlıklı sahaya çıkacaklar, objektif olacaklar...