Avrupa kulvarında tek takımımız kaldı. Perşembe gecesi Olympiakos ile kritik rövanş var. İlk maçtaki skor avantajı var. Beşiktaş, kadro kalitesiyle rakibinden üstün. Üstelik de muhteşem bir taraftara sahip. Ama yine de tehlikeli bir maç. Olympiakos, eski gücünden uzak olsa da kapasitesi oranında günümüz futbolunun ilkelerini uygulayabiliyor. Atina'da ilk devre Beşiktaş açısından her yönüyle olumsuzdu. İkinci devre başında Olympiakos kazandığı duran topta arka direkte çok net bir ikinci golü kaçırdı. Bunun hemen ardından Aboubakar, kalecinin hatasını değerlendirince, her şey tozpembe oldu. Bu iki kaledeki gelişen pozisyonlar ters gerçekleşse istenmeyen tablo ortaya çıkacaktı. Bir önemli ders çıkarılacak konu da Atina'da 90. dakikada gerçekleşti. Eğer kaleci Fabri'nin çabuk sezisi olmasa bir uzun topta Beşiktaş az kalsın bir kontratak golü yiyordu. Dünyanın en güçlü takımları dahi, ikili maçların ilk ayağında deplasmanda skorda gollü beraberlik varsa, kesinlikle geniş alanda yakalanmaz. Bu anlattıklarımın nedeni herkesin kolay gözle baktığı rövanşın hiç de öyle kolay olmayacağını düşündüğümden... Orta sahada nasıl Atiba takımın temel direği ise, defans bloğundan da Marcelo aynı şekilde... Marcelo sakatlandı, Kayseri iki gol attı. Tosic'te de bir sıkıntı var. Bu eksikler, ciddi bir handikap teşkil edecek. Maç eksiği olan, birbirlerini tanımayan stoperler görev yapacak. Şenol Güneş dersine iyi çalışmalı. Mutlaka Quaresma ve formda Aboubakar ile ileri uçta önemli zenginlik olacak. Ancak iş ciddiye alınmalı. 'Ben bu takımı kendi oyunumu oynar, rahat yenerim' düşüncesi yerine, final maçı gibi bakarak öyle motive olunmalı. Bu turun anahtarı; müthiş seyirci desteği ve mücadele olacaktır.