Deplasman yasağı beni çok rahatsız ediyordu. Ne ilginçtir ki tüm garip uygulamalar sadece bizde yaşanıyor. FIFA ve UEFA kurallarına göre seyircisiz cezalarda hiç taraftar alınmaz. Buna rağmen seyircisiz ceza alan takımların maçlarına artık kontenjan kadar deplasman seyircisi alınmaya başlandı. Buna karşılık büyük takım taraftarları hakları olan deplasman maçı izlemekten men edildi. Neyse ki bu yasak geç de olsa kaldırıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'a, İstanbul Valisi Vasip Şahin'e, Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ'a ve büyük kulüp yöneticilerine teşekkürler.
Beşiktaş-Galatasaray derbisinden büyük keyif aldım. Beşiktaş favoriydi, Galatasaray'ın taktik anlayışı ve oyuncularının performansı, oyunun gidişatını etkileyecekti. Ben dahil kimsenin tahmin edemediği bir ilk yarı izledik. Galatasaray beklenenin üstünde performans sergilerken, Beşiktaş tam tersine beklenenin altındaydı.
Bence Şenol Güneş iki hata yaptı. Hazır olmayan Oğuzhan'a görev verdi. Kimse gündeme getirmedi ama hazır olmayan Gökhan Gönül'ün yerine fizik açıdan güçlü ve defansif yönü kuvvetli Beck oynamalıydı. Bruma'nın formu da göz önüne alınırsa... Olcay da gerekli katkıyı yapamayınca çok sıkıntı yaşandı
Riekerink ise takımını taktik olarak çok iyi hazırlamıştı. Deplasmandaki zorlu derbinin ilk devresinin tamamında hem oynamak hem de oynatmamak kolay değildi. İkinci yarıya gereken değişikliklerle başlayan ve 2-0 geride olan ev sahibinin yüksek tempoyla baskı kurması bekleniyordu. Galatasaray 60. dakikaya dek yine doğruları yaptı. Ancak sonrasında yorgunluk baş gösterdi. Yerleşik savunmada konsantrasyon ve yerleşme hataları başladı... Marcelo'nun golüne kadarki süreçte Riekerink gereken hamleleri düşünmedi.
İkinci yarıda Beşiktaş cephesine baktığımızda 60 dakika olumsuz gidişatta, 2 golle beraberliği kurtarmak maçı bırakmamanın, hırsla asılmanın ödülüydü. Derbide bir de son senelerde görülmeyen son 30 saniye yaşadık. O 30 saniyeyi basketbola benzettim.
ali palabıyık iyi bir maç çıkard ı
Organize bir Galatasaray atağında Josue, net bir fırsatı kaçırdı. Basketboldaki fast-break gibi gelişen karşı atakta Quaresma kaçırdı, hakem de son düdüğü çaldı. Bir de hakem yönetimine değinelim. Ali Palabıyık, ilk derbisinde çağdaş ve başarılı yönetimiyle taraflı, tarafsız herkesten tam not aldı. Baskı altında kalmadı, düdüklerini objektif çaldı, futbolcularla diyaloğu saygılıydı. Kendisini sahada hiç hissettirmedi. Beşiktaş yarın Şampiyonlar Ligi'nde çok önemli bir karşılaşmaya çıkacak. Eğer 3 puan alabilirse hem avantaj sağlayacak hem de büyük bir moral ve özgüven kazanacak. Şenol Güneş'in derbinin de analizini yaparak dersine çok iyi çalışması lazım. Unutulmamalı ki rakip kim olursa olsun Avrupa kulvarı bizim lige benzemez!
