Galatasaray, Kayseri'de ilk 30 dakika baskılı bir futbol sergiledi. Rakibin dört forvetli takım tertibinin orta sahada bıraktığı boşluğu değerlendirip ikinci bölgeyi rahat geçtiler ancak üçüncü bölgede olgun pozisyon üretecek varyasyonlar sınırlı kaldı. Hücum girişimlerinde en aktif isim Bruma'ydı. Yasin de pozisyon arayan ve golü bulan futbolcuydu.
Selçuk, Sneijder ve Eren'den gerekli katkı gelmedi.
Devrenin son 10 dakikasında ise saha içi dengeleri değişti. Kayserispor kontrolü ele aldı ve de beraberlik golünü buldu. Teknik direktör Riekerink ikinci devreye iki değişiklikle başladı. Selçuk'un yerine De Jong, Yasin'in yerine de Josue'yi oyuna aldı. Bu değişikliklerin amacı istediği pas trafiğinin daha iyi organize edilmesiydi ancak bana göre Yasin Öztekin'in erken çıkması hataydı. Galatasaray bu yarıda ilk yarıya oranla daha çok topa sahip oldu ama gole yakın ataklar yalnızca Bruma'nın üstüne yıkıldı çünkü Josue kanat oyuncusu değil... Arkadaşlarına pozisyon yaratan ve pozisyona giren tek başına bu genç Portekizliydi.
Eren de hiçbir pozisyon bulamamasının yanında arkadaşlarına alan açacak, onları ofansif aksiyonlara sokacak hiçbir girişimde bulunamadı ve son derece olumsuz bir performans sergiledi.
De Jong suya sabuna karışmadan 45 dakikalık bir uyum süreci yaşamaya çalıştı. Onun girmesiyle Tolga Ciğerci daha çok öne yakın oynadı ama şutlarda isabet bulamadı.
Her şeye rağmen Galatasaray ikisi deplasman olmak üzere 7 puana ulaştı. Onlar açısından en sevindirici durum da Bruma'nın yüksek formu... Tabii ki Serdar Aziz'le bana göre çok fayda sağlayacağını tahmin ettiğim Kolbeinn Sigthorsson'un bir ayı aşkın sürecek sakatlığı da bir handikap teşkil edecektir. Kayserispor iyi bir futbol sergilemeye çalıştı.
Kapasitelerinin üstüne çıktılar. Oyun disiplinleri iyiydi. İlk üç haftada hem Fenerbahçe'den, hem Galatasaray'dan puan almak ilerleyen haftalar için özgüven açısından çok önemliydi. Bireysel olarak ise maçta en çok Kana-Biyik ile Deniz Türüç'ü beğendim.