Fenerbahçe, maça adeta yenik başladı. Daha ikinci dakikada Ozan'ın çıkışta kaptırdığı topta zaten aralarında uyum olmayan defans bloğu da dengesiz yakalanınca gol geldi. Kısa süre sonra yine bir defans hatasında ilk golü atan Valere Germain, biraz hızlı topa dokunamadı. Sonrasında da bir penaltı ve 18. dakikada iki farklı skor dezavantajı.
Tabii ki bu ikinci gol, Monaco'nun riskli anlayışı terk etmesine neden oldu. Bu durumda Fenerbahçe'nin kontratak planları suya düştü. Bilhassa fizik olarak iyi durumdaki Emenike'nin istediği geniş alan artık yoktu.
İkinci yarıda Fenerbahçe kalabalık rakip savunma üzerinde baskı kurdu. Bu bölümde önemli olan bir gol atarak oyuna ortak olup rakibin de moralini bozmaktı. Bu da oldu. Emenike'nin önce çok güzel bir şutu direkten döndü, sonra da Emenike golü attı.
Artık saha içi dengeleri, Fenerbahçe'ye dönmüş gözüküyordu. Ama yine uyumsuz üçlü defansın yaptığı hatalar yüzünden Monaco üçüncü golü buldu. Ama yine her şey bitmemişti. Fenerbahçe'ye bir gol gerekiyordu. Ama o gol gelmedi ve bu seneki Şampiyonlar Ligi hayali de yine ilk eşleşmede sona erdi.
Pereira, gerçekten zayıf bir teknik direktör. Yeni bir kadro oluşmuş, iki tane de yeni stoper gelmiş. Daha sezon başı birden üçlü defans anlayışına geçiyorsun. Bunun başarılı olması eşyanın tabiatına aykırı bir durum. Bir örnek daha vereyim, bana göre Hasan Ali en kötü maçlarından birini oynadı. Neden? Çünkü 3-5-2 sisteminde kenarda oynayan oyuncuların üstündeki yük iki katına çıkar.
Monaco vasat bir takım. Eğer bu takım en önemli oyuncusu Falcao da sakatlanıp çıkmışken 90 dakikanın genelinde 3 gol atıp, 3 gol de kaçırıyorsa fazla söze gerek kalmıyor.
Pereira'nın en önemli hatası yanlışta ısrar etmesi. Kjaer çıkıp Mehmet Topal girdiğinde artık dörtlü savunma anlayışına dönmesi gerekiyordu. Hiç olmazsa Aatif girdikten sonra öyle yapmalıydı. Onu da yapmadığı gibi bu sefer 10 numara pozisyonunda oynayacak tek oyuncu Salih'i de çıkan Souza'nın yerine çekti.