Resmi maç olsun, hazırlık maçı olsun, Milli Takımımız, hücumu fırsat buldukça kontrataktan deneyen, sadece rakibi bozup geride kalabalık alan daraltan savunma kurgusu oluşturan takımlara karşı hep sıkıntı yaşıyor. En yakın örnekler grupta Letonya ile 2 maçta berabere kalırken, Kazakistan deplasmanında da galibiyet golünü bitime 7 dakika kala bulmuştuk. Bunun da bir numaralı nedeni set oyununda merkezden yeterli olamayışımız. Çünkü sırtı karşı kaleye dönük, topla rakip arasına girerek duvar olup orta saha arkadaşlarını ofansif devreye sokacak özellikleri olan forvetlerimiz yok. Burak ve Cenk, öne doğru oynayan santrfor tipleri. Tabii ki EURO 2016'da grubumuzda oynayacağımız rakiplerimiz kaliteli ve oyunun 2 yönünü oynadıklarından Karadağ maçının fazla üstünde durmamak gerekir. Ama İngiltere maçıyla birlikte yine de bir iki konu üzerinde durmak lazım.
Savunma anlayışımızda bir problem var. Defans bloğu arkasına kolay adam kaçıyor. Diğeri de kalemize gelen duran toplardaki kronik rahatsızlığımız. Futbolun olmazsa olmazlarından topa mümkün olduğunca sahip olma prensibinde gözle görülür bir ilerleme kaydediyoruz. Ayrıca takımdaki kazanma arzusu, mücadeleyi 90 dakika bırakmamak çok çok önemli bir artımız.
MOR FUTBOLUN SİHİRBAZI
Karadağ maçı sonrası herkesin ortak görüşü, genç Emre'nin performansıydı. Günümüz futbolunda oyun zekası, çabukluk ve kolay adam eksiltmek çok önemli. Genç Emre'de bu özelliklerin tümünün bir arada olması sevindirici. Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'i kutlamak lazım. Aslında Yunus Mallı da yetenekli. Ama arkadaşlarını tanımıyor, uyum sıkıntısı yaşıyor. Tabii aynı şey Emre Mor için de geçerli...
Bir görüşüm de; Karadağ maçı gösterdi ki Ozan'ın yapısı tek ön liberoya uymuyor. Mehmet Topal'ın mecburen stoperde görev alacağını göz önüne alırsak Ozan, Selçuk, Nuri üçlüsünden ikisi oynamalı. Zaten Fatih Terim'in de kafasındaki orta saha şu anda Selçuk-Ozan- Oğuzhan. Sağ kenarda da ya Volkan ya da Hakan Çalhanoğlu. Terim'in ilk tercihinin Hakan olacağını düşünüyorum.