Fenerbahçe, maç başlar başlamaz oyunu karşı alana yıkarak adeta tek kale bir ilk yarı oynadı. Rakibe değil pozisyon vermek, etkili presle top kullanma şansı bile tanımadılar. Ancak yoğun baskıya rağmen yine atakların olgunlaşma döneminde ve üretkenliğini engelleyen yetersizlikler vardı. Bunun da en önemli nedeni her zaman vurguladığım gibi ön libero kimlikle 3 orta saha oyuncularının ileriye serviste yetersiz kalmaları, bir de Markovic'in önemli sprinter yeteneklerine rağmen bireysel oyunda ısrarcı olması daha fazla pozisyona girilmesini engeleyen ikinci faktördü.
Volkan Şen maç eksikliğine ve hiç hak etmediği yedeklik stresine rağmen kalitesini sergileyen aksiyonlar yaptı. Devre 2 penaltı golüyle bitti. İkinci yarı başlar başlamaz maç başında bir geri pasında rakibe pozisyon ikram eden Volkan Demirel bir de penaltı hediye etti. Bu golden sonra Fenerbahçe takım bütünlüğünü biraz kaybetti. Yine zaman zaman tehlikeli gole yakın ataklar yapsa da ilk yarıda hiç bir ofansif girişimde bulunamayan Çaykur Rizespor seyrek de olsa tehlikeli girişimlerde bulundu.
Son 10 dakikaya girilirken teknik direktör Pereira'nın hataları gündeme geldi. Skor garanti değilken kulübede suratı 5 karış olan Van Persie'yi oyuna almak yanlıştı. Buna bir yanlış daha ekleyerek takımın Mehmet Topal ile birlikte en iyi ismi olan Volkan Şen'i çıkararak Alper'i sahaya sürdü ve oyundan düşmüş Markovic'i çıkarmadı. Ve sonuçta 3 puan kazanıldı.
Vitor Pereira'ya bir başka eleştirim daha olacak. Deneyimli ve iyi bir stoper olan Kadlec'i stoperlerden biri sakat ve cezalı oyuncu 4'üncü tercihi olarak kullanıyor. Kadlec'e Eskişehir'de mecburen forma şansı verdi. O da hatasız oynadı. Ama dün yine yedekti. Şimdi haftaya Kjaer cezalı, Kadlec'e "oyna" diyecek. Çaykur Rize'nin geniş bir kadrosu olmadığından eksikler tabi ki etkili oldu. Bilhassa Kweuke'nin oynamaması ciddi handikaptı.